Çoğumuz araçlarımız ile ilgili bilgileri yarım yamalak biliyoruz. Başkasının ağzından duyduğumuz bilgileri, mantığını araştırmadan ve düşünmeden sahiplenip, bu bilgileri insanlara çok matah bir şeymiş aktarıyoruz. Kimi zaman da aynı işi yapan sistemleri karşılaştırırken farklı isimlerinden dolayı tartışmaya düşüyoruz.
Bunun en çok yaşandığı yer de enjeksiyon ve yakıt sistemleri. Her forumda “Benim arabam CRDİ”-“Benim arabam CDI” “Benim arabam DCI” “Benim arabam TDI- CDTI- HDI-CRD-DID-GDI-MPI-JTD-TDCI” gibi ne anlama geldiğini bilmediğimiz şeyleri okuruz ve hararetli tartışmalara şahit oluruz. Bu cengaver ağabeyler hep “Kardeş CRDI, CDTI’ dan çok farklı” ya da “DCI, DID motordan daha iyi” gibi yorumlarda bulunur. İşin gülünç tarafı, yukarıda okuduğumuz kodların hepsi çok ufak farklarla aynı kapıya çıkar. Temel mantık olarak olay, tamamen enjektörlerin konumlandırmasında biter. Şimdi biraz olayın mantığı ile ilgili konuşalım efendim
YAKIT SİSTEMLERİ
Yakıt sistemleri temel olarak direkt ve endirekt olarak ikiye ayrılır. Yani yukarıda okuduğumuz “D” ler genellikle direktin baş harfidir. Şimdi bu iki farklı sistemi kendi arasında inceleyelim.
ENDİREKT YAKIT SİSTEMLERİ
Otomotiv teknolojisinin, kurulduğundan beri kullandığı yakıt sistemidir. Yakıt-hava karışımı yanma odasının arkasında oluşur. Yani yanma odasına sadece hava değil, yakıtla birlikte hava girer. Aslında sistemin dezavantajı burada oluşur. Sebebi yakıtın yeterince pulverize olmamasıdır. Yani yakıtın partiküllerine yeterince ayrışmamasıdır. Şimdi bu konuda da biraz konuşalım.
akıtın en iyi şekilde yanması için parçacıklarına ayrılması gerekir. Yani her yakıt parçacığının yeterince oksijen ile temas edip ateşlenmesi gerekir. Bu sayede maksimum yakıt verimi elde edilir. İşte sistem burada çuvallar. Emme manifoldunda bulunan püskürtmeli enjektörler yakıtı ortalama 900 bar basınçta içeri püskürtür. Günümüz yakıt teknolojisinin 1800bar basıncı yakalamaya çalıştığını düşünürsek bu değer yetersiz kalacaktır. Aynı zamanda yakıt, emme manifoldundan yanma odasına giderken, çok küçük oranlarda da olsa, kayıplar yaşanır. Yani verim azalır. Markaların bu teknolojiyi tercih sebebi genellikle düşük maliyettir. Şimdi bu teknolojinin elemanlarına bir göz atalım.
KARBÜRATÖRLÜ YAKIT SİSTEMLERİ
Yakıt sisteminin atasıdır denilebilir. Mantığı çok basittir. Karbüratör dört ana bölümden oluşur. Bunlar Boğaz, ventüri, yakıt haznesi ve gaz kelebeğidir. Havanın girdiği bölüme boğaz denir. Boğaz, ileriye gidildikçe daralır ve fizik kurallarına göre havanın daha hızlı akacağı ve basıncın düşeceği bir bölüm oluşur. Bu bölüme ventüri ya da ventüri boğazı denir. Ventüri boğazının yanında bulunan yakıt haznesinden, bu düşük basınçlı yere yakıt püskürtülür. Daha sonra gaz kelebeği denen yapı bu hava yakıt karışımının motora ne oranda gönderileceğini ayarlar(gaz kelebeğinin yeri değişkenlik gösterebilir. Bazı karbüratörlerde hava yakıt karışımı kelebeğin arkasında gerçekleşmektedir.). Karbüratörlü araçlarda yakıt yok denebilecek kadar düşük basınçlarda emilir. Bu, yukarıda belirttiğim gibi verimi önemli oranda düşüren bir unsurdur. Aynı zamanda ayarının iyi yapılması ve kontrol edilmesi gereken bir sistemdir.
MULTİPOİNT ENJEKSİYON SİSTEMLERİ(MPİ)
Günümüz benzinli araçlarının çoğunda kullanılan bir sistemdir. Mantığı bilgisayarlı enjektörler tarafından emme manifolduna yakıt püskürtülmesine dayanır. Bakım ve üretim maliyetleri düşük, kısmen daha uzun ömürlü fakat verimi düşük olan sistemlerdir.
Genellikle, elektronik kontrollü(araçtan araca değişebilir) boğaz kelebeğinden alınan hava, emme manifoldunan geçerken elektronik kontrollü bir enjektör tarafından ortalama 900 bar basınçta yakıt püskürtülmesiyle çalışan bir sistemdir. Karbüratöre göre artısı, çok daha yüksek basınçta yakıt püskürtmesi ve aracın yanma odasına çok daha yakın bir noktada konumlandırılmasıdır. Aynı zamanda LPG sistemlerine birebir uyum sağlarlar. Eğer bu tip bir araca LPG uygulaması yapılacaksa en çok dikkat edilecek nokta LPG enjektörlerinin emme manifoldunun üstünde, yanma odasına en yakın olan nokta üstüne konumlandırılmasıdır. Bu sayede yakıt kayıpları en aza indirilmiş olunur.
DİREKT ENJEKSİYON SİSTEMLERİ
Günümüzde kullanılan en verimli yakıt sistemidir. Kullanıldığı aracın emisyon değerlerini, yakıt sarfiyatını ve gürültüsünü önemli derecede azaltır. Sebebi, yukarıda belirttiğimiz gibi, yakıtın yüksek bar basınçta pulverize edilip, yakıt başına düşen oksijen etkileşim oranının artmasıdır. Günümüz dizel ve benzinli araçlarında yaygın olarak kullanılmaya başlanan bir teknolojidir.
Yukarıda anlattığımız sistemlerden farkı temel olarak yakıt enjektörünün yanma odasının içinde bulunup, hava yakıt karışımının yanma odasında gerçekleşmesidir.(Direkt enjeksiyon sistemleri, multipoint sistemlere göre çok daha kompleks parçalar içerir. Yazıda konunun temeli ele alınmıştır.). Yakıt kayıpları önemli derecede azalır. Aynı zamanda bu teknoloji bize enjektörlerin sahip olduğu yüksek hızlı manyetik sübaplar sayesinde pilot püskürtme(ön püskürtme) denilen olayın gerçekleşmesine olanak sağlamaktadır. Mantık olarak pilot püskürtme, ana püskürtmeden önce yanma odasının, yakıtın yanmasına hazırlanmasıdır. İçeriye az miktarda püskürtülen yakıt, yanma odasının sıcaklığı nedeniyle ısınır. Havada ısınmış yakıt parçacıklarının bulunması ana püskürtmede ateşlemenin kolaylaşmasını sağlar, aynı zamanda emisyon değerlerinin düşmesine katkıda bulunur.
Direk enjeksiyon sistemlerinin en büyük dezavantajı, 1500 bar basınçta çalışabilen bu enjektörlerin çok hassas olmasıdır. Çok kaliteli yakıtlarla kullanılmaları gerekir. Ülkemizin yakıt kalitesini düşündüğümüzde özellikle dizel araçlarda enjektör problemleri herkesin başını ağrıtmaktadır. En kötü aracın dört adet enjektörünün fiyatı 4.500-5.000 TL gibi bir fiyattan satıldığını düşünürsek, insanlar daha az maliyetli olan enjektör revizyonuna başvurmaktadır. Ne yazık ki bu revizyon işlemleri enjektörünüzü eski haline döndürmemekte ve kısa bir süre içerisinde aynı problemleri tekrarlamaktadır. Eğer Direkt Enjeksiyonlu bir araca sahipseniz, sisteminizi korumak için yapacağınız en iyi şey yakıt aldığınız istasyonu iyi seçmek ve yakıt filtrenizi aksatmadan değiştirmek olacaktır.
Bu yazımızda yakıt sistemlerini inceledik. Artık forumlarda ard arda gelen harfler yüzünden tartışmamanızı umuyorum. Yeni bir yazımızda görüşmek üzere takipte kalın efendim.
Soru
Enver Çetin
Çoğumuz araçlarımız ile ilgili bilgileri yarım yamalak biliyoruz. Başkasının ağzından duyduğumuz bilgileri, mantığını araştırmadan ve düşünmeden sahiplenip, bu bilgileri insanlara çok matah bir şeymiş aktarıyoruz. Kimi zaman da aynı işi yapan sistemleri karşılaştırırken farklı isimlerinden dolayı tartışmaya düşüyoruz.
Bunun en çok yaşandığı yer de enjeksiyon ve yakıt sistemleri. Her forumda “Benim arabam CRDİ”-“Benim arabam CDI” “Benim arabam DCI” “Benim arabam TDI- CDTI- HDI-CRD-DID-GDI-MPI-JTD-TDCI” gibi ne anlama geldiğini bilmediğimiz şeyleri okuruz ve hararetli tartışmalara şahit oluruz. Bu cengaver ağabeyler hep “Kardeş CRDI, CDTI’ dan çok farklı” ya da “DCI, DID motordan daha iyi” gibi yorumlarda bulunur. İşin gülünç tarafı, yukarıda okuduğumuz kodların hepsi çok ufak farklarla aynı kapıya çıkar. Temel mantık olarak olay, tamamen enjektörlerin konumlandırmasında biter. Şimdi biraz olayın mantığı ile ilgili konuşalım efendim
YAKIT SİSTEMLERİ
Yakıt sistemleri temel olarak direkt ve endirekt olarak ikiye ayrılır. Yani yukarıda okuduğumuz “D” ler genellikle direktin baş harfidir. Şimdi bu iki farklı sistemi kendi arasında inceleyelim.
ENDİREKT YAKIT SİSTEMLERİ
Otomotiv teknolojisinin, kurulduğundan beri kullandığı yakıt sistemidir. Yakıt-hava karışımı yanma odasının arkasında oluşur. Yani yanma odasına sadece hava değil, yakıtla birlikte hava girer. Aslında sistemin dezavantajı burada oluşur. Sebebi yakıtın yeterince pulverize olmamasıdır. Yani yakıtın partiküllerine yeterince ayrışmamasıdır. Şimdi bu konuda da biraz konuşalım.
akıtın en iyi şekilde yanması için parçacıklarına ayrılması gerekir. Yani her yakıt parçacığının yeterince oksijen ile temas edip ateşlenmesi gerekir. Bu sayede maksimum yakıt verimi elde edilir. İşte sistem burada çuvallar. Emme manifoldunda bulunan püskürtmeli enjektörler yakıtı ortalama 900 bar basınçta içeri püskürtür. Günümüz yakıt teknolojisinin 1800bar basıncı yakalamaya çalıştığını düşünürsek bu değer yetersiz kalacaktır. Aynı zamanda yakıt, emme manifoldundan yanma odasına giderken, çok küçük oranlarda da olsa, kayıplar yaşanır. Yani verim azalır. Markaların bu teknolojiyi tercih sebebi genellikle düşük maliyettir. Şimdi bu teknolojinin elemanlarına bir göz atalım.
KARBÜRATÖRLÜ YAKIT SİSTEMLERİ
Yakıt sisteminin atasıdır denilebilir. Mantığı çok basittir. Karbüratör dört ana bölümden oluşur. Bunlar Boğaz, ventüri, yakıt haznesi ve gaz kelebeğidir. Havanın girdiği bölüme boğaz denir. Boğaz, ileriye gidildikçe daralır ve fizik kurallarına göre havanın daha hızlı akacağı ve basıncın düşeceği bir bölüm oluşur. Bu bölüme ventüri ya da ventüri boğazı denir. Ventüri boğazının yanında bulunan yakıt haznesinden, bu düşük basınçlı yere yakıt püskürtülür. Daha sonra gaz kelebeği denen yapı bu hava yakıt karışımının motora ne oranda gönderileceğini ayarlar(gaz kelebeğinin yeri değişkenlik gösterebilir. Bazı karbüratörlerde hava yakıt karışımı kelebeğin arkasında gerçekleşmektedir.). Karbüratörlü araçlarda yakıt yok denebilecek kadar düşük basınçlarda emilir. Bu, yukarıda belirttiğim gibi verimi önemli oranda düşüren bir unsurdur. Aynı zamanda ayarının iyi yapılması ve kontrol edilmesi gereken bir sistemdir.
MULTİPOİNT ENJEKSİYON SİSTEMLERİ(MPİ)
Günümüz benzinli araçlarının çoğunda kullanılan bir sistemdir. Mantığı bilgisayarlı enjektörler tarafından emme manifolduna yakıt püskürtülmesine dayanır. Bakım ve üretim maliyetleri düşük, kısmen daha uzun ömürlü fakat verimi düşük olan sistemlerdir.
Genellikle, elektronik kontrollü(araçtan araca değişebilir) boğaz kelebeğinden alınan hava, emme manifoldunan geçerken elektronik kontrollü bir enjektör tarafından ortalama 900 bar basınçta yakıt püskürtülmesiyle çalışan bir sistemdir. Karbüratöre göre artısı, çok daha yüksek basınçta yakıt püskürtmesi ve aracın yanma odasına çok daha yakın bir noktada konumlandırılmasıdır. Aynı zamanda LPG sistemlerine birebir uyum sağlarlar. Eğer bu tip bir araca LPG uygulaması yapılacaksa en çok dikkat edilecek nokta LPG enjektörlerinin emme manifoldunun üstünde, yanma odasına en yakın olan nokta üstüne konumlandırılmasıdır. Bu sayede yakıt kayıpları en aza indirilmiş olunur.
DİREKT ENJEKSİYON SİSTEMLERİ
Günümüzde kullanılan en verimli yakıt sistemidir. Kullanıldığı aracın emisyon değerlerini, yakıt sarfiyatını ve gürültüsünü önemli derecede azaltır. Sebebi, yukarıda belirttiğimiz gibi, yakıtın yüksek bar basınçta pulverize edilip, yakıt başına düşen oksijen etkileşim oranının artmasıdır. Günümüz dizel ve benzinli araçlarında yaygın olarak kullanılmaya başlanan bir teknolojidir.
Yukarıda anlattığımız sistemlerden farkı temel olarak yakıt enjektörünün yanma odasının içinde bulunup, hava yakıt karışımının yanma odasında gerçekleşmesidir.(Direkt enjeksiyon sistemleri, multipoint sistemlere göre çok daha kompleks parçalar içerir. Yazıda konunun temeli ele alınmıştır.). Yakıt kayıpları önemli derecede azalır. Aynı zamanda bu teknoloji bize enjektörlerin sahip olduğu yüksek hızlı manyetik sübaplar sayesinde pilot püskürtme(ön püskürtme) denilen olayın gerçekleşmesine olanak sağlamaktadır. Mantık olarak pilot püskürtme, ana püskürtmeden önce yanma odasının, yakıtın yanmasına hazırlanmasıdır. İçeriye az miktarda püskürtülen yakıt, yanma odasının sıcaklığı nedeniyle ısınır. Havada ısınmış yakıt parçacıklarının bulunması ana püskürtmede ateşlemenin kolaylaşmasını sağlar, aynı zamanda emisyon değerlerinin düşmesine katkıda bulunur.
Direk enjeksiyon sistemlerinin en büyük dezavantajı, 1500 bar basınçta çalışabilen bu enjektörlerin çok hassas olmasıdır. Çok kaliteli yakıtlarla kullanılmaları gerekir. Ülkemizin yakıt kalitesini düşündüğümüzde özellikle dizel araçlarda enjektör problemleri herkesin başını ağrıtmaktadır. En kötü aracın dört adet enjektörünün fiyatı 4.500-5.000 TL gibi bir fiyattan satıldığını düşünürsek, insanlar daha az maliyetli olan enjektör revizyonuna başvurmaktadır. Ne yazık ki bu revizyon işlemleri enjektörünüzü eski haline döndürmemekte ve kısa bir süre içerisinde aynı problemleri tekrarlamaktadır. Eğer Direkt Enjeksiyonlu bir araca sahipseniz, sisteminizi korumak için yapacağınız en iyi şey yakıt aldığınız istasyonu iyi seçmek ve yakıt filtrenizi aksatmadan değiştirmek olacaktır.
Bu yazımızda yakıt sistemlerini inceledik. Artık forumlarda ard arda gelen harfler yüzünden tartışmamanızı umuyorum. Yeni bir yazımızda görüşmek üzere takipte kalın efendim.
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş
Bu soruya 0 cevap geldi
Önerilen İletiler
Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap