Jump to content

Yönetici

Ev Sahibi
  • İçerik sayısı

    1.912
  • Katılım

Yönetici kullanıcısının paylaşımları

  1. ARABANIN MOTORU NEDEN ISINIR? İçten yanmalı motorlar yanmanın etkisiyle yüksek bir sıcaklık açığa çıkarır. Bu sıcaklık motorun kendi soğutma etkenleri tarafından düşürülür. Bu ısıdan birde arabanın içini ısıtma amaçlı kullanılır. Genelde arabaların motorunu 80 derece sıcaklıkta normal olarak kabul ederiz. Eğer aracınızın motoru bu derecenin üzerine çıkıyor ve hararet göstergesinde bunu görüyorsanız aracınızda bir sorun var demektir. KALORİFER SİSTEMİNDEN KAYNAKLANAN ISINMA Aracınıza koyduğunuz su aracın soğutma sisteminin yanı sıra aracın kalorifer sisteminde kullanılarak içeriyi ısıtmaya yarar. Su motor içerisinde devir daim yaparken kalorifer radyatörünün de içinden geçmekte ve ısıtma sistemi çalıştırıldığında arabanın içini ısıtmaktadır. Burada en önemlisi suyu soğutan radyatör peteklerinin tıkalı olması olabilir. Petekte devir daim olmadan bekleyen su ısınıp, boru uçlarının etrafa fazla ısı yaymasına sebep olabilir. Bundan dolayı aracın aşırı ısınması söz konusu olabilir. MOTOR SOĞUTMA SİSTEMİNDEN KAYNAKLANAN ARIZADAN DOLAYI ISINMA Devir daim pompası sayesinde motor içinde bulunan motor soğutma suyu kanallarında sürekli olarak bir su döngüsü olmaktadır. Isınan su radyatörde birikerek pervane yardımıyla soğutulması gerçekleştirilmektedir. Burada aşırı ısınmanın en büyük nedeni bu kanalların ya da radyatörün tıkanması olabilir. Bunun neticesinde motor soğutulamadığı için aşırı ısınacak ve zarar görecektir. MOTORUN AŞIRI ISINMASI NELERE SEBEP OLUR? Aşırı ısınan motor, üst kapak contasını eritip motorunuza zarar verebilir. Aşırı ısı yükselmesi pistonların, subabların, ve diğer mekanik akşamların zarar görmesine neden olabilir. Aşırı ısı yükselmesi aracın yanmasına sebebiyet verebilir. MOTOR AŞIRI ISINIYORSA NE YAPMAMIZ GEREKİR? Konusunda uzman en yakın servis noktasına gitmek yerinde bir karar olacaktır. Ayrıca arızanın tam anlamıyla nerede olduğunun belirlenmesi için doğru bir tespit yapmak gerekmektedir. Mobil Oto Servis’te alanında uzman çalışanlar aracınızın soğutma sisteminde var olan arızanın tespiti için bilgisayarlardan yararlanmaktadır. Genellemelere göre yapılan değişim ve tamir çoğu zaman amacına ulaşmamaktadır. Aşırı ısınmanın bir diğer sebebinin de elektrik sistemi olabileceği göz önünde bulundurulması gerektiğinden tahminlere dayalı konuşma yerine bilgisayarlı sistemlerle kontrol yapılarak tamir ve değişim gerçekleştirilmelidir.
  2. Kalorifer ısıtma sorunu genellikle araç da su bulunmaması devirdaim pompası arızası, termostat, fan müşürü veya petekten kaynaklı sorunlardan meydana gelir. En sık görünen sorun aracın suyunun azalması veya devirdaim pompası nın çalışmamasıdır. Eğer peteklerden sıcaklık gelmiyorsa ilk yapmanız gereken aracınızın suyunu kontrol etmektir. Eğer suyu var hala ısıtmıyorsa petekler tıkanmış ve aracınız her an hararet yapacak duruma gelmiş olabilir. En kısa sürede bir ustaya gitmenizde fayda var.
  3. Rölanti nedir? Aracın viteste olmadığı zaman çalışması anlamına gelir. İlk marşa bastığınızda aracınız kendiliğinden yakıt vererek rölanti ayarını kendiliğinden yapar. Aracın minimum çalışacağı devir sayısı olan rölanti devri, tüketiciye minimum yakıtta ve az sarsıntısız çalışabileceği devirlerde olursa, o kadar rölanti devri olur. Bu devir silindir sayısı ve motor hacmine bağlıdır. Motor silindir sayısı ne kadar fazla olursa ölü nokta o kadar az olur. Rölanti devri de buna bağlı olarak düşer. Yüksek rölanti devri, motorda yıpranmayı, aşınmayı artırır. Aşırı düşük olması da motoru her an stop etmeye hazır durumda tutar. Kış mevsiminde motorun çabuk ısınması amacıyla rölanti ayarı bir miktar yükseltilir. Rölanti Ayarı Nasıl Yapılır? Rölanti ayarı, genellikle gaz telinin motordaki ucunun yakınlarındaki vidadan yapılır. Gaz telinin çektiği mandalın bastığı yerin altındadır. Vida açılıp kapanarak mandalın basma seviyesi ayarlanır ve böylece rölanti değişmiş olur. Rölanti ayarında meydana gelebilecek sorunlar nelerdir? Rölanti valfi bozuk olunca araçta rölanti sırasında sürekli sarsıntı olur veya göstergede dalgalanma meydana gelir. Araç çekişten düşer, bu şekilde valfin bozulduğu anlaşılır. Arıza ve nedenleri; Westinghouse: Servo fren olarak bilinir. Bu parçanın görevi, fren pedalına basıldığında uygulanan kuvvetin 3-5 arası bir katına çıkarılması ve böylece gereken fren pedal kuvvetinin azaltmasıdır. Westinghouse da kaçak varsa rölanti bozulur. Araba stop eder. Araç hareket halindeyken vites boşa atılıp frene basıldığında araç stop ederse frenler kaçırıyor olabilir. Karbüratör hava alıyorsa, fren yapınca arabanın rölanti ayarını bozar. Buji veya buji kablolarının kalitesiz olması rölanti ayarını etkiler. Distribütör diyaframının, avans ayarının bozuk olması rölanti sorununu yaratır. Araç manifoldunun hava alması rölanti ayarını bozar. Rölanti sorununu çözmek için şunlar yapılır: Rölanti ayar valfinin sökülebilmek için öncelikle üzerindeki soket (rölanti değerini içinde barındıran kısım) sağa sola çevirerek ayrılır. Ardından dikkatlice rölanti ayar valfi sökülür. Temizleyici sprey ile iyice temizlenip bez ile silinir. Sonrasında valf yerine oturtulup sıkılır. Aracın ECU (elektronik kontrol ünitesi -Araç beyni) rölanti değerleri tekrar yüklenir. Böylece rölanti ayarı gerçekleştirilmiş olur.
  4. Balatamızın bittiğini bir çok yöntemle anlamak mümkün. Şimdi size bahsedeceğim yöntemlerden bir veya iki tanesi aracınızda var ise aracınızın muhakkak tamire ihtiyacı var demektir. İlk ve en kolay yöntemlerden biri. Aracınızı eğimi oldukça fazla olan bir yokuşa çekin, aracınızın kontağını kapatın ve aracınızı 1. vitese takın. ayağınızı yavaşça firen den kaldırın. Dikkat edin el fireni de inik olsun. Eğer bu işlemi yaparken aracınız vitesteyken aracınız gidiyorsa bu balatanın bittiğinin habercisidir. Bir diğer yöntem ise aracınızın el firenini sıkıca çekin aracınız çalışır durumdayken vitesi 5 takın ve ayağınızı debriyaj dan yavaşça kaldırın. Eğer aracınız stop ediyorsa balatanız iyi demektir yok aracınız gitmeye çalışıyorsa o halde balatanın değişim zamanı gelmiş demektir. aracınızın el firenini sıkıca çekin. Arabayı 1 vitese takın ve ayağınızı debriyajdan yavaşça kaldırın aracınız gitmek için kendini parçalıyor ama gidemiyorsa balatanız iyi demektir.
  5. Aracınızın ön takımından tam sağ veya tam sol yaptığınızdan tıkırtı gibi sesler geliyorsa bu önemli bir arıza ola bilir. Eğer ses tam manevra yaptığınızda geliyorsa sorununuz tam olarak büyümemiş demektir. Bu sesi yapan büyük ihtimalle AKİS KAFASI denen motorda ki gücü lastiklere iletmek için kullanılan AKİS'lerin kafa bölümlerinde oluşan arızadır. Bu arıza öyle adının heybetli olduğu gibi büyük bir arıza sayılmaz. ama üzerinde durulmazsa sizi yolda bıraka bilir. Zamanla tam manevra yaparken gelen ses sağ sola dönerken artık sık sık geliyorsa her an yolda kala bilirsiniz demektir. AKİS KAFASI sizi yolda bırakırsa ne olur ? Aracınız çalışır vitese takarsınız gaza bastığınızda tıkırtı gelir ama aracınız gitmez işte o zaman anlayın ki AKİS KAFASI kopmuş demektir.
  6. 1998 – 2005 BMW 3 serisi araçlardaki saat ayarının nasıl yapılacağının anlatıldığı bir muhtevadır. BMW E46 serisi vakitinin en çok seçenek edilen spor ve sedan otomobillerinden biridir. Yol bilgisayarı ve pek çok dijital işlevin bulunduğu araçta saat ayarıda dijital olarak yapılıyor. Hem gösterge oturumunda hemde teypte saatin kaç olduğunu aynı anda görebiliyoruz. BMW E46 Serisi Saat Ayarı Nasıl Yapılır ? İlk olarak kontağı çeviriyoruz. Araca elektirik geliyor. Akabinde gösterge oturumunda aşağıdaki şekilde 2 adet mini buton var. Bir tanesinin(sol taraftakinin) değişik seçimler için üzerine tıklayabiliyorsunuz. Ötekisi (sağ taraftakinin) ise görevi ayar yaparken kullanacağımız buton. Saat ayarını yapacağımız butonu görüyoruz. Ancak saati ayarlamadan önce sinyal kolundaki mini buton ile saati seçiyoruz. Saat hem gösterge panelimizde hem de teyp ekranında olmalı. Daha sonra ayar butonunu sağa doğru çeviriyoruz. Çevirdiğimizde hem gösterge panelindeki hem de teyp ekranındaki saatin önce dakikaları sonra da saatleri ileri doğru saracaktır. Buradan istediğiniz gibi saati ayarlayabilirsiniz. Ek olarak oradaki menüden hava sıcaklığının derece modelini de belirleyebilirsiniz.
  7. Aracımızın elektrik ihtiyacını karşılayan aküler olduk olmadık vakitte bizi yarı yolda bırakabiliyor. Aküler kompleks devrelerden oluştukları için belirli vakit periyotlarında bakım ve kontrollerinin yapılması gerekmekte. Arabanızın aküsü bittiğinde panik yapmayın. Aküyü tekrar çalışır vaziyete getirebilmenin birkaç değişik yolu vardır. Aküye destek yapabilir, destek yapma bahtınız yoksa aracı vurdurabilirsiniz. 1. Başka bir araçtan destek yapmak Destek yapmak, boşalmış olan akünüze, çalışır vaziyette olan başka bir aküyü bağlayarak ondan akım çekmektir. Akünün bitmesi vaziyetinde arabaya zarar vermeden yapılabilecek en iyi şeydir. Aracınızın güvenliği için lütfen önce destek yapmaya çalışın, hemen vurdurmaya kalkmayın. Destek yapmak için yanınızda aküsü çalışan başka bir aracın olması ve bir adet akü destek kablonuzun bulunması gerekmekte. Bu destek kablosuyla iki aracın akülerini birbirine bağlayacaksınız. Aküye nasıl destek yapılır? Başka bir araçla sizin bulunduğunuz yere gelebilecek bir yakınınızı çağırın veyahut yoldan geçen birinden yardım isteyerek vaziyeti anlatın. İki aracı aküleri yan yana olacak şekilde kafa kafaya hizalayın. İki aracın da kaputunu açın. Akülerin üzerinde biri artı biri eksi olmak üzere iki kutup vardır. Destek kablosunun artı olan ucuyla artı kutupları, eksi ucuyla da her iki akünün eksi kutuplarını birbirine bağlayın. Diğer aracı çalıştırın. Bir müddet rölantide bekledikten sonra zaman zaman gaza basarak devrini rakımın. Kendi arabanızı çalıştırın. Şayet hala çalışmıyorsa bir süre daha şarj olmasını bekleyin. Şayet araba çalıştıysa aküye elektrik gelmeye başlamış demektir. Kabloları dikkatli bir şekilde çıkartın. Sakın aracınızı stop ettirmeyin. Bir süre bulunduğunuz yerde gaz vererek akünün dolmasını sağlayın. Akü takviye ile ilgili dikkat edilecek hususlar Akünün bitme ihtimaline karşı arabanızda her zaman için bir akü takviye kablosu taşıyın. BİM, Carrefour gibi marketlerden ucuza akü takviye kablosu almayın. Bu kabloları kullanmayın. Ucuz takviye kablolarının kolları oranla daha incedir ve yangın çıkarma rizikonuna sahiptir. Takviye esnasında kablo kollarının biraz ısınması gayet normaldir ancak kablonun plastiği erimeye başlıyorsa hemen kabloları söküp işlemi iptal edin. Her olasılığa karşı akünün yakınında bir yangın söndürme tüpü bulundurun. 2. Arabayı vurdurmak (ittirerek çalıştırmak) Şayet destek yapabileceğiniz bir araç veyahut bir destek kablosu bulamaz iseniz son çare olarak aracınızı vurdurarak akünün şarj olmasını sağlayabilirsiniz. Arabayı vurdurmak başka bir deyişle ittirerek çalıştırmak, aslında, görevi marşa ilk gücü vermek olan akünün işlevini arabayı ittirerek manuel bir şekilde yapmaktır. Daha çok daha önceki model arabalarda yapılmaktadır. Aküsü biten arabayı vurdurarak nasıl çalıştırırsınız? Aracın bulunduğu yer eğimliyse başka bir deyişle bir yokuş üzerindeyse tek başınıza da vurdurma işlemini yapabilirsiniz. Aracı yokuş istikametine sürükleyin. Kontağı açın. Arabayı yokuşa doğru salın veyahut arkadakilere ittirmelerini söyleyin. Araba hareket etmeye başladığında debriyaja medya ve ayağınızı debriyajdan kaldırmayın. Koşma hızına yakın bir hıza eriştiğinizde vitesi 2’ye kazancın. Ağır ağır ayağınızı debriyajdan kaldırın. Araç silkelemeye başladığı zaman hafif hafif gaz verin. Sarsıntı bitene kadar gaz vermeye devam edin. Arabanın zor da olsa çalıştığını göreceksiniz. Araba çalıştıktan sonra bir süre daha gaz vererek akünün şarj olmasını sağlayın. Vurdurarak çalıştırma hususunda dikkat edilmesi gerekenler Olanağınız varsa aküye takviye yapın. Arabayı vurdurarak çalıştırma rizikolu bir işlemdir. Mecbur kalmadıkça bu yola müracaat etmeyin. Yeni araçlarda (2008 ve üzeri) vurdurarak çalıştırma yolunu kullanmayın. Aracınızı geri viteste vurdurmaya çalışmayın. Aracınız karbüratörlü değilse, enjeksiyonlu ve dizelse netlikle vurdurarak çalıştırmayın. Otomatik vites arabalar ittirilerek çalıştırılmaz. Bunu tecrübe etmeyin. Vurdurarak çalıştırma neticesi aracınızın triger kayışında, krank milinde, motorda, aracın elektrik sisteminde ve diğer bir takım parçalarda problemler çıkabilir. Buna hazırlıklı olun.
  8. Kaymayı önleyebilmek için aracın kaymasına neden olan çeşitli faktörler vardır. Bunlar arabanın önden veya arkadan çekişli olması yolun yüzeyinde kaplı veya yayılmış olan materyaller (kum, yağ, kar, çiğ, vs.) kaymanın yönünü ve şiddetini büyük ölçüde etkiler. Araç Kaymasının Kontrolü: Kayan Araba Nasıl Kontrol Edilir? Araçların arkadan çekişli olması kayma anında arka kısmının sağa yada sola savrulmasıyla oluşur. Arka tarafın ön tarafa doğru hareket etmesine yada tamamen dönerek kontrolün elden çıkmasına neden olur. Bu kaymalar araç viraja girerken yeri tutma limitlerinin çok üstünde girildiğinde yada virajda sıkı fren yapıldığında meydana gelir. Viraj Teknikleri: Viraj nasıl alınır? Bu kaymayı önlemek istiyorsak ayağımızı gazdan çekeceğiz ve asla frene dokunmayacağız.Kayma frenden dolayı olmuş ise ayağımızı frenden çekip debriyaja basmadan direksiyonu çok hafif şekilde tutacağız. Direksiyonu arka tarafın kaydığı yöne doğru çevireceğiz. Arka taraf sağa doğru savrulmuş ise sağa doğru çevireceğiz . Çok fazla tur atarak kayma oluyorsa devamlı kayan tarafa da çevirmek iyi değildir. ters yöne savrulabilir. Direksiyondaki hareketlerimiz sakin ve yumuşak olmalıdır. Aracın önden çekişli olması kaymaya aracın çok hızlı ve ani olarak gazlamalarda -sert hız artırmakla- veya virajlarda ani sürat artışıyla meydana gelir. Bunun için Debriyaj ve frenden uzak durmalıyız dokunmamalıyız. Aracı dönmek istediğimiz yere yavaşça çevirip hızdan sakınmalıyız. Aracı durdurmamalıyız. gaza yavaş yavaş basıp çekerek aracın ön tarafa olan ivmesini kontrol altına almalıyız. Dört tekerlek Çekişlilerde: Dört tekerde kayma genel olarak ani fren yapımı esasında meydana gelir. Kaygan zemin üzerinde ani fren tekerleklerinin ve aracın kilitlenmesine neden olur. Kontrolümüz altına alabilmemiz için: Frenden ayağımızı çekip, aracın tekerleklerinin dönmesini sağlayın. Debriyaja dokunmayın. Direksiyon hakimiyetini aldığımızda, direksiyonu düz tutarak normal seviyeye getiririz. Frene yavaş yavaş basarak durdururuz.
  9. Çok hızlı hareket eden araçların ön camlarının kırılması aracın kaza yapmasına sebep verir. Camınız kırıldığı zaman öne doğru kaybedilen görüş açısının tekrar kazınılması lazım. Görüşü sağlayım diye camı kırmamalıyız. Aynalara bakarak yolun sağına doğru yanaşıp park etmeliyiz flaşörleri açıp dikkatlice dışarıya çıkarız. Arabanın kırılan cama yakın olan kalorifer ve havalandırma deliklerini gazete kağıdı koyarak cam parçalarının düşmesini engelleyip krikonun arka tarafıyla arabanın içersinden dışarı doğru üst taraftan ortaya doğru yavaşça kırarız. Cam lastiğini de çıkarıp dikkatlice temizledikten sonra tekrar kullanılmak üzere bagaja koyunuz. Gazete üzerine düşen parçaları da güzelce toplayıp çöpe atarız. Birde bu delikleri mutlaka elektrik süpürgesiyle tekrar bir temizlik yapmalıyız . Çünkü mutlaka yinede bir parça girmiş olabilir. Camlarımızı kırarken de kenarları lastikli bir gözlük olursa gözlerimizi cam parçacıklarından korumuş oluruz.
  10. Aracı olan herkesin mutlaka başına gelebileceği olaylardan bir tanesi de lastik patlamasıdır. Hiç ummadığımız bir yerde ve zamanda böyle bir olay yaşadığımızda soğukkanlı olup en yakın ve emniyetli bir yere gelerek aracı durdurmalıyız. Patlamaya neden olan etkenlerin başında dönen tekerleğe zeminde bulunan sivri bir metal yada taşın girmesi ile olur. Bu metal parçaları lastik içinde derinlere doğru, ilerler. Araştırmalara bakıldığında, araçta arka lastiklerdeki patlamalara ön lastiğe oranla daha sık rastlanmaktadır. Bunun nedeni üzerinden birden geçen ön lastik cisme hareket kazandırarak aynı çizgide arkadan gelen arka lastikle hareket halindeki dik karşılaşan metal lastiğe saplanır. Bu durumlarda Lastik dişleri arasına sıkışarak saplanan kalın somunlu vidaların aşırı hızla dönmekte olan lastiğin yarılmasına ve bu yarılmanın hızla büyümesine sebep olabilir. Ani lastik inmelerinin yanı sıra lastikte birkaç hafta sürebilen hava kaçırmaları da görülebilir. Genellikle lastiğe giren ince vücutlu çivi benzeri metaller lastiğin yavaş yavaş inmesine neden olurken, sübop dan hava kaçırmalara veya jantlarda vuruklardan meydana geldiği gözlenebilir. Bir başka neden ise lastik yanağının jantla temas yüzeyine sürülen kayganlaştırıcı emülsiyonun kuruması, sonucu doğabilen problemler olarak sayılabilir. Bu gibi olaylar dişleri aşınmış lastiklerde daha sık görülür. Lastik inmesine başka durumlarda da rastlanabilir örneğin sivri ve keskin çakıl taşlı mıcır dökülmüş yollarda seyir halinde veya dar alanda yapılacak keskin ani, manevralarda lastiğe saplanabilecek veya temas anındaki zorlamalarla tabana nazaran daha hassas olan lastiğin yanaklarını kesen taşlar lastiğin ömrünü kısaltır. Lastiğin kenarlarında kesiklere buzlu ortamlarda, kaldırım platformlarına çıkışta veya sürtmelerde de rastlanır. Araba Sürerken Lastik Patlarsa Ne Yapılır? Park halinde olabilecek inmeler tehlike yaratmazken hareket halindeyken patlamalarda hava basıncını kaybetmeye başlayan lastik direksiyonun hakimiyetinin kaybolmasına aracın istem dışı hareket ederek bir başka yöne doğru kuvvetle gitmek istemesi olarak gösterir. Hareket halindeyken Havası inmiş lastik içinde bulunan tel omurganın kırılmasına dolaysıyla deforme olmasına sebep olurken jant ise lastiği çiğneyerek deliğin parçalanarak büyümesine, neden olur. Uygun bir yer bulup duran sürücü ilk iş olarak flaşörleri yakmalı, uyarı, ikaz işaretlerini koymalıdır. Zaman zaman yapılan kontroller ile ihtiyaç halinde kullanılabilir durumdaki yedek lastik çıkarılarak aracın altına doğru yatırılmalı ve araç krikoya alınmadan jantı tutan bijonlar hafifçe gevşetilmelidir. Bazı durumlarda uzun süre çok yol yapmış, hiç ellenmemiş bijon vidaları yuvasında yapışıp açılmakta zorluk yaşatabilirler, bu gibi durumlarda yerine iyice oturtulan bijon anahtarının kuvvet kolu ek bir başka boru ile uzatılarak güç kazanılabileceği gibi, bijonlar etrafına, yivlerine yağ döküp bir müddet beklemek, pas sökücü sprey sıkmak, bijon üstüne düzgün çekiç darbeleri ile bijonu sıkıştıran toz , kum, pas benzeri birikimlerden kurtarma yolları çözüm olabilir. Güç gerektiren bijonları açmayı mutlaka araç kaldırılmadan yapılmalıdır, zira krikoyla yükseltilen aracın lastik üzerine binen ağırlığı kalkınca bijonların açılması daha da imkansız hale gelebilir. Bijonlar ise tekerleğin dönüş yönünün tam tersi istikametinde açılır. Araç bu durumda geri gitme veya zorlanma eğilimi gösterirse, zemin meyilli ise, takoza almak, el frenini çekmek, bir başka kişinin frene sıkıca basması gerekmektedir. Kriko ile (Bazı Amerikan araçları tampondan kalkar) yerden teması kesilerek yükseltilen aracın değiştirilmesi gereken tekerleği çıkarılmalı ve yerine (stepne) yedek lastik yerleştirilmelidir. Bu da önce bir bijonun karşılığı delik yuvası bulunarak bijon takılıp tekerleği taşıma işini görmeye başlayan bijondan sonra diğerleri daha kolay takılıp çapraz sırasıyla sıkılmalı ve araç krikodan indirilerek aynı sırayla tekerlek yerinde sıkılarak kullanıma hazır hale getirilmelidir.
  11. ARAÇLARIMIZLA DERİN SUDAN GEÇMEK: Büyük su birikintilerinin oluştuğu dereler ve nehirlerin içerisinden geçme zorunluluğu olduğunda aracımızın hızını keseriz. Çünkü aracımızın geçtiği kısımdaki suyun derinliği önemlidir. Araç radyatör pervanelerinin alt kısmına kadar suya girebilirler. Normal olarak da araçların radyatör pervanesi ile yerden yüksekliği 25-30 santimetre arasındadır. Bu aracın tekerleklerinin orta noktası ile lastiklerin mesafesi yere değdiği nokta kadardır. Yani bir aile otomobili 25-30 santimlik bir su birikintisi üzerinden geçebilir. Geçeceği su miktarı yüksek ise su damlacıklarını geçiş esnasında kuvvetli bir sprey gibi motorun üstüne püskürtür. Bu püskürtme sonucunda bujilerin ve distribütörün ıslanmasına ve aracın stop etmesine neden olur. Tam su birikintisinin ortasında da kalakalır. Suyun içinden geçerken mutlaka 1. veya 2. vitesle girelim. Hem suyun sağa sola sıçramasını önleriz. Hızımız yavaş fakat aracın devrini yüksek tutmalıyız. Vites değiştirmeyin. Geçtikten sonrada frenleri kontrol edin. Frene sık ve kesik basarak kontrol edebiliriz. ARAÇLARDA YANGIN: Aracımız bizim için vazgeçilmezimizdir. Bunun için dikkatli kullanmalı ve bir insana verdiğimiz değer gibi ona da değer vermeliyiz . Bunun için komple iç dış bakımını muntazam bir şekilde yaptırmalıyız. Araçlarımızdaki çıkabilecek her hangi bir yangında yangına müdahale edebilmeliyiz müdahale edilmezse büyük bir trajedi meydana gelebilir. Eğer benzin buharlaşır ise benzinin buharlaşarak tutuşması sonucu depo alev alır. Alev alması sonucu da aracın infilak etmesine sebep olur. Bunun için aracımız da yanık kokusu ve duman tespit edildiği an aracımızı durdurup anahtar üzerinde iken kontağı kapatmalı. Bunun yanı sıra direksiyonun kilitlenmemesine özen göstermeliyiz. Çünkü aracı itmek istediğimiz de bu mümkün olmaz. Yavaşça yolcuları dışarı çıkararak aracın içinde kimsenin olmamasına dikkat etmeliyiz. Alevlerin büyümesini önlemek için motor kaputunu açmalıyız. Eğer zamanımız ve imkanımız varsa akü kutup başlarını sökmeliyiz. Yangın söndürücümüz mevcut ise kullanarak söndürmeliyiz. Eğer yoksa, battaniye veya oto kılıfı ile söndürebiliriz. Bu örtüler alevlerin oksijen alıp büyümesini önleyecektir. Hava almayınca da sönecektir. Yangın kumlu bir zeminde vuku bulduysa alevlerin üzerine kum atarak da söndürebiliriz. HEMZEMİN GEÇİTLERDEN GEÇERKEN: Aracımızla seyir halindeyken hemzemin geçitlerine geldiğimizde bu tren yollarının kara yoluyla kesiştiği yerlerde çok dikkatli olmalıyız. Sabredip trenin geçmesini beklemeyiz. Asla acele etmemeliyiz. Sağa ve sola bakmadan oyalanmadan karşıya geçmeliyiz. Başıma böyle bir kaza vuku bulduğunda büyük bir hızla üzerinize gelecek olan trenin durabilmesi için oldukça uzun bir mesafeye ihtiyacı olacaktır. Aracımız geçitten geçerken içinde stop etmişse hemen yolcuları indirip emin bir noktaya geçmelerini sağlayın. Aracı iterek karşıya geçemiyorsak, aracımızı birinci vitese alıp kontağı açıp kapayın. Aracın ileri doğru hareketini sağlamış oluruz. Yine hareket ettirmek mümkün değilse, tren gelmiyor ise arkamızda veya önümüzde araç var ise rica edip aracın halatla sizi çekmesini sağlayın. OTOMOBİLİMİZİN BAKIMI: Çoğu insan araçlarına yapacakları gereken önemi göstermez. Uzun bir süre sonra da araçta meydana gelen tahribat, daha önemli boyutlara ulaşır. Hem emniyetimiz hem de ekonomik açıdan ileride daha büyük masraflar çıkartarak tehlike altına girmiş oluruz. Bu gibi konularda dikkat etmemiz gerekenler; Otomobilimizin periyodik kontrolünü yaptırırken göstergelerimizin (benzin, yağ, hararet göstergesi gibi) doğruluk payı saptanmalı ve eksilen sıvılar yenileri ile değiştirilmelidir. Aracımızı uzun süre kızgın güneşin altında bırakmamalıyız tehlikelidir çünkü camların kapalı olması iç sıcaklığı arttırıp ön paneli deforme eder. Kapılardaki ve camlardaki kenar lastiklerinde deformasyon ve çatlaklar olaşarak her hangi bir yağmurda veya yıkamada suyun otomobile sızmasına neden oluruz. Sıcak günlerde camları biraz açık bırakıp, lastikleri vazelinlemek gerekir. Otomobilimizi sıcaktan korumak istiyorsak gölgesi bol olan yere park etmeliyiz. Ağaçlıklı bir yere asla park etmeyelim son derece sakıncalı bir durumdur. Çünkü bitkilerden dökülen polen ve kuşların dışkıları gibi benzeri maddeler otomobilin boyasına zarar verir.
  12. Kış mevsiminin güzelliği kadar zorlukları da vardır. Özellikle kış mevsimi sürücüler için büyük bir sorun olmaktadır. Kış mevsiminin gelmesiyle buzlanan yollarda araç kullanan sürücüler çok daha dikkatli olmalıdır. En ufak bir hata ölümcül kazalara neden olabilir. Yurtta çok sayıda kaza meydana gelirken, karlı havalarda bu sayı daha da artmaktadır. Kar yağışı ve buzlanmanın etkili olduğu son günlerde araç kullanmak sürücüler için korkulu bir rüyaya dönüşmektedir. Pekâlâ, can ve mal kaybının olmaması için neler yapılmalı, karlı havalarda nasıl araba kullanmalıyız? Karlı ve kaygan zeminlerde alınacak birkaç önlem ve dikkat ile daha güvenli araç kullanılabilir. Güvenli araç kullanmanın ilk şartı aracı kış mevsimine uygun olarak hazırlamak ve kış bakımını yaptırmaktır. Lastikler; Karlı zeminlerde en iyi tutunmayı sağlayacak olan kış lastikleri buz üzerinde güvenli sürüş için ilk sırada yer alır. Bu lastikler fren yapıldığı anda daha kısa mesafede durma imkânı sağlayarak yol üzerinde daha iyi tutunma sağlar. Ayrıca hava sıcaklığının 7 derecenin altına düştüğü zamanda bu lastikler güvenli sürüş sağlamaktadır. Zincir takmakta kışın rahat araç kullanmakta fayda sağlar. Zincir takılı iken hız sınırı azami 50 km dir. Karda araç kullanan sürücüler asfaltta değil de buzlu bir yolda araba kullandığı göz önüne alarak sürüş stilini değiştirmelidir. Sert direksiyon, gaz ve fren hareketlerinden kaçınmalıdır. Gideceğiniz yere ana arterlerden açık olan yollardan gidiniz. Aşırı karlı yollarda zincirli lastik bile etkisiz kalabilir. Araç kullanmak düz yolda zor iken bir de bunun üstüne yokuş aşağı inişler ya da çıkışlar eklendiğinde daha da zorlaşmaktadır. Bu gibi durumlarda aracın hızını önceden ayarlamak ve kontrollü bir şekilde yokuşa girmek gerekir. Ani fren yerine hafif fren yaparak inilmelidir. Öndeki aracı daha uzun mesafe bırakılarak takip edilmeli ve tehlike anında arkadan gelenleri uyarmak için dörtlü ışıklarınızı yakınız. Buzlu yollarda yapılan en ufak bir yanlış hareket aracın dengesinin bozulmasına neden olabilir. Bu yüzden fren ve gaz pedalı gibi debriyaj pedalı de yumuşak kullanılmalıdır. Aksi durumda vites geçişlerinde patinaja düşebilirsiniz. Bu durumda ayak gaz pedalından çekilerek aracın yavaşlaması ve yola tekrar tutunması beklenir. Sürücü hareket kabiliyetini engellemeyecek şekilde giyinmelidir. Çünkü çok kalın giyinen bir kişinin hareketleri kısıtlanacak ve aracın içindeki sıcaklık ile terlemeye başlayarak reflekslerinin azalmasına neden olacaktır. Bunlar güvenli sürüş için alınması gereken tedbirlerdir. Eğer araba ile yola çıkmak zorunda değilseniz; kış mevsiminde toplu taşıma araçlarını tercih etmelisiniz.
  13. Rolls-Royce’un uzun zamandır merak edilen Wraith Coupe modeli görücüye çıktı. Bir süredir tanıtım videoları yayınlanan ve 2013 yılının en çok merak edilen otomobillerinden biri olan Rolls-Royce Wraith, Cenevre Otomobil Fuarı öncesi ortaya çıktı. Sportif bir araç olarak dizayn edilen Wraith Coupe, 624 beygir gücünde 6.6 litre çift turbo V12 motor ile gelirken bu değerler onu Rolls-Royce ailesinin en güçlü üyesi yapıyor. Aracı spor kullanım için geliştiren mühendisler yeni süspansiyon sistemi ilave ederek yüksek hızlarda kontrol edilebilirliği maksimum seviyeye çıkarmışlar. Sekiz ileri otomatik şanzımanla gelen araçta uydu destekli iletim sistemi yer alıyor. Bu sistem sayesinde haritadan yol bilgisini okuyan sistem sürücünün yaklaştığı kavşak, otoyol ve dönüşlerde uygun vitesi seçerek sürücüye yardım ediyor. Aracın iç kısmında ahşap ve deri kombinasyonu ağırlıkta yer alıyor. Yüksek kalitede el işçiliği ve malzeme ile üretilen aracın ön konsolunda basit ve düzenli bir yapı var. Ayrıca sesli komut özelliği eklenen bir bilgi ekranı da bulunuyor. Yıl sonuna doğru satışa çıkması planlanan Rolls-Royce Wraith’in tahmini satış fiyatı ise 245 bin Euro civarında olacak.
  14. Son dönemde iddialı çıkışlar yapan Skoda, pistlere daha hızlı ve yenilikçi Fabia R5 modeliyle devam edecek. Skoda'nın başarılı yarışçısı Fabia Super 2000, önümüzdeki yıldan itibaren yerini Skoda Fabia R5’e bırakmaya hazırlanıyor. Yeni ralli otomobilinin konsept versiyonu ilk kez Essen Motor Show’da gösterilirken, modelin güçlü hatları ve donanımı dikkat çekiyor. Henüz konsept aşamasında olan ve R5&#39e dair önemli ipuçları taşıyan Fabia R5 Concept, markanın eskiye göre daha duygusal tasarımlara yöneldiğini ve motorsporlarına olan tutkusunu ifade ediyor. 2015’in ortalarına doğru görücüye çıkacak olan Fabia R5, yüksek teknolojisiyle de Skoda'nın gelecekteki vizyonunu ön plana çıkarıyor. Bunun yanında FIA yönetmeliklerine uygun şekilde yeni otomobilde 1.6 litre turbo motor ve sıralı 5 ileri şanzıman yer alıyor. Ayrıca otomobilin ağırlığı da kurallar gereği 1230 kg olacak.
  15. Toyota’nın FCV konsept olarak tanıttığı hidrojen yakıt hücreli otomobilinin ismi Japonca “gelecek” anlamını taşıyan ”Mirai” olarak açıklandı. Aralık ayının ortasında Japonya’da pazara sunulacak olan Mirai, Eylül 2015’ten itibaren İngiltere, Almanya ve Danimarka’da satılmaya başlanacak. Japonya’da üretilecek olan Mirai 2017 yılında Avrupa’da seçilen diğer ülkelerde de pazara sunulacak. Toyota, Mirai ile otomobil sektöründe yeni bir çağı başlatıyor. Gelecekte önemli enerji kaynaklarından biri olacak hidrojenle çalışan Mirai, hidrojen yakıtını elektrik üretmek için kullanıyor. Mirai, üstün çevreci özelliklerinin yanı sıra otomobillerden beklenen konforu ve sürüş keyfini de fazlasıyla sağlıyor. Mirai, Toyota Yakıt Hücresi Sistemi ile yakıt hücresi teknolojisini hibrit teknolojisiyle birleştiriyor ve içten yanmalı motorlara göre üstün enerji verimliliği sağlanıyor. “0” CO2 salımı ile çevreyi kirletmeyen Mirai’nin ortalama 3 dakikada hidrojenle doldurulan yakıt deposu, devrim niteliğindeki bu otomobili tatmin edici bir menzile de ulaştırıyor. Dikkat çeken tasarımı, düşük ağırlık merkezinin getirdiği sürüş keyfi ve elektrik motorun sessiz ama güçlü hızlanma performansı göz doldurucu özellikler arasında yer alıyor. 1850 kg ağırlığa sahip olan Toyota Mirai, 4.890 mm uzunluğa, 1.815 mm genişliğe, 1.535 mm yüksekliğe ve 2.780 mm dingil mesafesine sahip bulunuyor. Mirai 178 km/s maksimum hıza çıkabilirken, 100 km’lik hıza sadece 9.6 saniyede ulaşıyor.
  16. Ses sistemleri üreticisi Blaupunkt'un gelişmiş teknolojiye sahip, siyah ve şık tasarımlı yeni araç radyosu Brisbane SD48 USB ve SD kart üzerinden MP3 çalma özelliğine sahip... Blaupunkt’un yeni araç radyosu Brisbane SD48, tasarım özelliklerinin yanı sıra farklı medya seçenekleri üzerinden müzik çalabilme özelliği ile diğer araç radyolarından farklı bir çizgiye sahip. Eskiden araçlarında üzün süre vakit geçiren, müziğe düşkün sürücüler araçlarında istedikleri parçaları dinlemek için müzik CD’leri satınalarak kendilerine bir müzik arşivi oluşturmak ve CD’lerinin bulunduğu ağır CD çantasını her seyahatlerinde yanlarında bulundurmak zorundadaydı. Ancak günümüzde, beğenilen parçalar internetten bilgisayara indirilerek, bir USB belleğe, SD karta veya taşınabilir bir hafıza birimine yüklenebiliyor. Blaupunkt’un Brisbane SD48 araç radyosunun ön panelinde bulunan kart yuvası üzerinden favori şarkıların bulunduğu SD kartlar ya da MMC multimedya kartları kolaylıkla cihaza bağlanabiliyor. Ayrıca radyo ile birlikte gelen USB kablosu kullanılarak USB bellekler de Brisbane SD48’e kolaylıkla takılabiliyor. Kişiselleştirilmiş parça başlıkları istendiği zaman değiştirilebiliyor ve çalma listeleri oluşturulabiliyor. Kolay anlaşılır, geliştirilmiş ekranı ve rahat kullanım konsepti ile Brisbane SD48’de listeden aranan parçayı bulmak çok kolay. Bu özellik sayesinde, müziksever araç kullanıcıları CD yazmak yerine bilgisayarlarına indirdiği şarkıları güncel olarak tek bir hafıza kartında veya taşınabilir belleklerde toplayarak sürekli yanlarında taşıyabilecekler. Yüksek ses performansı Brisbane SD48, entegre amfi ile 4x50 watt güç sağlıyor. 4 kanallı ön amfi istenildiği zaman aktive edilebiliyor ve 3 bant ekolayzır ile müzik keyfi kişiselleştirilebiliyor. Cihaz, 4096 ekran rengi seçeneği ile, kolayca araçların ön panel renkleri ile uyumlu hale getirilebiliyor. Yeni arayüz: “Yönet ve Kontrol Et” (Command and Control) Blaupunkt araç radyosunu diğer cihazlarla uyumlu hale getiren yepyeni bir teknoloji de Brisbane SD48 ile kullanıcılarının beğenisine sunuluyor: “Yönet ve Kontrol et” (C’n’C) arayüzü. Bu özellik ile ekran üzerinde parça başlıkları veya sanatçı isimleri üzerinde dilediğiniz gibi gezebiliyor ve seçiminizi yapabiliyorsunuz. Ayrıca bu teknoloji kullanıcılara, iPod ve Bluetooth cihazlarını da kontrol edebilme imkanı sağlıyor. Müzik tutkunları Brisbane SD48 ile kişisel tercihlerini yapabilecek, kolay bağlantı seçenekleri ve müzik kalitesini yaşarken, istedikleri zaman araçlarındaki sistemi kolaylıkla geliştirebilme şansına da sahip olacak.
  17. Son teknoloji olan SiRF starIII 20 kanallı GPS Uydu Alıcısıyla size yol boyu sesli ve görüntülü yönlendirme yapabilmesinin yanı sıra Bluetooth özelliği sayesinde de cep telefonunuzla handsfree görüşme yapabilme imkânı sağlıyor. Mio Kişisel Navigasyon Cihazları ile Yaşam Daha da Keyifli Mio’nun en yeni modellerinden C520 Navigasyon Cihazı, son teknoloji olan SiRF starIII 20 kanallı GPS Uydu Alıcısıyla size yol boyu sesli ve görüntülü yönlendirme yapabilmesinin yanı sıra Bluetooth özelliği sayesinde de cep telefonunuzla handsfree görüşme yapabilme imkânı sağlıyor. Geniş, dokunmatik, renkli 4,3” ekranı ve hızlı, kısa, ekonomik gibi farklı rota seçenekleri sayesinde sürüş keyfinizi daha da arttırıyor. MP3’lerinizi çalabilme ve SD karttaki resimlerinizi görüntüleyebilme özellikleriyle Mio C520’den çok memnun kalacaksınız. “Eşler ilk tartışmalarının yüzde 40’ını yanlış adres yüzünden yapıyor” Uydu üzerinden nokta atışıyla dünyanın neresinde olduğunuzu saptayabilen navigasyon cihazlarının kullanıcı sayısı 50 binli rakamlardan milyon adetlere doğru ilerliyor. Navigasyon cihazlarını GSM’in 10 yıl önceki haline benzeten Mio’nun Türkiye temsilcisi Albim Bilgisayar’ın Genel Müdürü Mürşit Arpalıgil, “GSM 10 yıl önce ne ise navigasyon bugün o. Pazara girmeden önce 2 yıl farklı araştırmalar yaptık. Gördük ki eşler ilk tartışmalarının yüzde 40’ını yanlış adres yüzünden yapıyor. Bir ay önce piyasaya sunduğumuz Mio ürünü sayesinde çiftlerin ilk tartışmalarının önüne geçebileceğiz”... Mio’nun üretici firması olan Mitac ile Türkiye’de ilk kez notebook satan firmalar arasında yer aldıklarını belirten Arpalıgil, Ayrıca “Mio markası dünya çağında navigasyon işinde üçüncü sırada. Biz de büyük bir heyecanla bu işe başlıyoruz. Navigasyon Türkiye’de diğer ülkelerde olduğu gibi patlama potansiyeli çok büyük bir pazar. Google’ın Türkiye haritalarını sağlayan iş ortağımız Başarsoft’un yazılımlarına güveniyor. Mio 520 Navigasyon Cihazı Geniş ve rahat görüntü için parlak 4,3” dokunmatik LCD renkli ekranında MP3 oynatma, resim görüntüleyebilme, 65,000 renk ve 480 x 272 piksel görüntü kalitesi sayesinde gündüz ve gece net görüntü ,gibi gelişmiş özelliklere sahiptir. Aynı zamanda Bluetooth özelliği sayesinde de rahatça dosya aktarabilir, aracınızda telefonunuzu senkronize ettikten sonra handsfree görüşme yapabilirsiniz. Mio 520 Navigasyon cihazında rota belirlerken en hızlı, en kısa veya en ekonomik rota seçeneklerinden birisini seçebilirsiniz.Araba kullanırken belli bir hız limiti belirleyip o hız limitini aştığında sizi uyarmasını sağlayabilirsiniz. Sürüş esnasında size gerekli olan tüm bilgileri tahmini varış süresi, gidilecek yere olan uzaklık, batarya durumu ve sinyal göstergesi gibi ekranda görebilirsiniz. POI Hafızası: C520’yi Point of Interest yani ihtiyaç duyabileceğiniz yerlerin programlanmış hali ile satın alırsınız. Örneğin restoranlar, oteller, benzin istasyonları, ATM makineleri, park yerleri, alışveriş merkezleri gibi birçok yeri görebilir rahatça ulaşabilirsiniz. Ayrıca kendinize özel POI kaydedebilirsiniz: Sevdiğiniz veya daha önce gittiğiniz mekân/yerleri de haritaya tıklayıp isim eklemek gibi kolay bir işlemle C520’ye kaydedebilirsiniz.
  18. Hava Filtresi Nedir? Motorlar dışardan hava alarak çalışırlar. Motorun dışardan aldığı havanın süzülerek temizlenmesi için filtreler kullanılırlar. Filtreler kapalı bir kutu için de bulunurlar. Kutudan aracın ön kısmına doğru bir boru uzanır. Boru vasıtasıyla kutunun içine hava çekilir, filtreden geçen hava yanma odasına gider. Filtreler kâğıt benzeri bir maddeden yapılırlar. Performans Tip Hava Filtreleri Motora giren havanın miktarı, motorun çalışma performansını etkiler. Giren hava miktarının az olması durumun silindire alınan yakıtın tamamının yanmasına yetmez. Böylece hem yakıt sarfiyatı hem de performansta düşme olur. Bunu engellemek için performans tipi hava filtreleri üretilmiştir. Kâğıt filtrelere oranla havayı daha kolay geçirirler. Böylece motor performansına önemli katkıda bulunurlar. Performans filtreler, motorun giren havanın bağlı olduğu kutunun sökülerek yerine direk hava filtresi bağlanır. Bu şekilde havanın motora girişi kolaylaşmış olur. Performans filtreler ile motorun performansı artar. Yakıt tüketimine önemli katkı sağlar. Alçak ve yüksek devirler motorun torkunu artırır daha güçlü olmasını sağlar. Motor modifiyenin vazgeçilmez parçasıdır.diğer filtrelere oranla daha yüksek ve sportif ses çıkartırlar. Her 100 km ortalama 0,5 litre yakıt tüketimi sağlar. Karbüratörlü araçlarda performans filtreler gaz kelebeğinin üzerine monte edilirler. Bu filtreler BOLT-ON ismi verilmiştir.
  19. NOS motor gücünü 50 beygirden 500 beygire kadar artmasını sağlıyor. NOSun çalışma esası, motorda yanma odasına gönderilen yakıtın tamamının yanmasını sağlayarak artı bir güç oluşturmaktır. Nitrous Oxside gazı soğutucu bir etki yaratarak yanma odasına giren oksijen miktarının artmasını sağlıyor. Nitrous Oxside gazı yanıcı ve patlayıcı olmayan soluduğumuz havanın çok daha yoğun biçimindedir. Otomobilin her hangi bir yerine monte edilen tüp ve tüpün motor bağlanmasını sağlayan araçlardan oluşuyor. NOS (NİTROUS OXSİDE SİSTEM) NEDİR? NİTRO NASIL ÇALIŞIR? Nitro oksid 2 bölüm nitrojen (azot) ve bir bölüm oksijenden oluşmaktadır. (ağırlık olarak %36’ı oksijendir). Motorun içinde yaklaşık 572 Fahrenhayt’ta yanma işlemi esnasında nitro parçalanarak oksijeni serbest bırakır. Bu ekstra oksijen daha fazla yakıtın yanmasını temin ederek ilave güç yaratır. Nitrojen yanma işleminin kontrolüne yardımcı olarak, artan silindir basınçlarına koruyucu kalkan ve nemlendirici etkisi yapar. Nitro aynı zamanda giriş şarj ısısını 60 ila 75 fahrenhayt derece düşürerek büyük bir “iç soğuma” etkisi yapar. Nitrojen ve oksijen karışımı, 2 nitrojen atomu ile birleşik 1 oksijen atomu şeklinde yanma odasına giren nitrous oxide’nin, içerdeki yüksek ısıda nitrojen ve oksijen ayrışmaktadır. Aynı zamanda motorun ısısını emerek soğutur ve bu sayede silindire daha fazla oksijen alımı sağlar. NOS basınçlı bir tüp içerisinde bulunan nitrojen ve oksijen gazı, otomobil içerisinde bulunan bir düğme ile kontrol edilerek istenildiği zaman aktif hale getirilebilir. Bu sistemde beygir gücü Nitro Oxside den değil benzinden elde edilir. Nos kullanıldığı zaman normal zamanlardakilerden daha fazla yakıt yakmamızı sağlar. Bu yanma çok daha fazla güç sağlar. Nitrous Oxide Sistemi’ nin çalışma prensibi , emme manifoldundan içeri çok daha fazla ve soğuk hava alınabilmesini sağlamaktır. Sistem çalıştırıldığı anda, tüpün içinde soğumuş ve hacimce küçülmüş hava motora daha rahat ve miktar olarak da daha fazla girebilmektedir. İçeri girince, motorun sıcaklığıyla hava genleşir. Bu anda daha fazla miktarda da benzin takviyesi yapıldığında, silindirler normalde alabileceğinden daha fazla hava ve benzin karışımı aldığı için daha güçlü bir patlama olur ve daha yüksek bir güç oluşur. Nos sistemleri kullanıldığında aracın üzerinde bazı destekleyici parçalarının değişmesi gereklidir. Mesela benzin yakıt oranının düzenlenebilmesi için elektrikli benzin pompası kullanılması şarttır. NOS modifikasyonunu yapan çoğu tuning firması bu sistemi ancak “tam gaz” durumundayken açılacak şekilde ayarlarlar. Bunun sebebi herhangi bir unutkanlık sebebiyle üzücü bir kazaya sebep olunması önlenmiş olur. Nos, insanların tercihleri ve genellikle araç özelliklerine uygun bir şekilde yapılır. Araçların mekanik bölümlerinde yapılan diğer modifikasyon işlemlerini kaldırabilecek niteliktedir. NOS, genelde 1.viteste kullanılmaz. Zira 1. vites oranı zaten çok kısa olduğu için çoğu arabanın gücü 1.vites için yeterlidir. Hatta patinaj yaptırmamak için gaza tamamen basmazsınız bile. İşte bu durumda NOS sisteminin de kullanımı anlamsızdır. Patinaja maruz kalmamak için NOS ancak 2. veya 3. viteslerden sonra kullanılır. Birden bire artan performansın, aracı sizin kontrolünüzden dışarı çıkaramayacağı durumlarda yani. Yoksa 1. veya 2. viteste bir arabayı zaptetmesi biraz zor olabilir. NOS DA DAHA FAZLA BEYGİR GÜCÜ KAZANMAK İÇİN NELER YAPILMALIDIR? Dereceli egzantrikler, daha geniş hacimli karbüratörler, porting, emme manifoldu, egzost headersları, superchargerlar, turbochargerlar motor modifiye parçalarıdır. NOS kullanılacak motorun bakımlı modifiyeli olması gerekir. Genelde, forged (Dövme) aluminyum pistonlar modifikasyon yapılırken kullanılacak en iyi pistonlardır. Ateşleme zamanının 4-8 derece geciktirilmesi (her 50 H.P. kazanımı için 1 ila 1 ½ derecelik ateşleme geciktirmesi ile sağlanır) gerekir. Çoğu durumlarda, daha fazla akış sağlayan bir yakıt pompası gerekebilir. Daha yüksek oktanlı (100+) yarış tipi yakıt gerekebileceği gibi, .025” -.030” aralığa yakın normal bujilerden 1’den 2’ye ısı değişimi olan daha soğuk bujiler gerekebilir. 250 H.P.’ın üzerinde güç kazandırır. Bunun yanı sıra özel modifikasyonlar çelik dövme krank, yüksek kalitede yarış tipi piston kolu, nitro sisteminin ilave yakıt ihtiyacını karşılamaya mahsus yüksek çıkışlı yakıt pompasını, ve 110 oktan veya üzerinde ve yüksek özel gravitede yarış yakıtını içerir. Uygulamalarınızda daha özel malumat için lütfen NOS teknik departmanına başvurunuz. NOS’ un kuvveti doğru şekilde kullanılmadığı takdirde aracın aktarma organları, debriyaj, üniteleri zarar görebilir. Çok önemli bir nokta da NOS’ un açık kalma süresinin 5-8 sn dir. Daha gelişmiş sistem yarış araçlarında 30 sn kadar NOS açık kalabilmektedir.
  20. Triger kayışı, tüm arabaların için önemli bir parçadır. Ortalama 40.000-60.000 km arasında değiştirilmesi gerekmektedir. Çok sağlam yapılan triger kayışları 1,5 tona kadar yük taşıyabilir. Metal dişliler arasında çalıştığı için aşınarak kopabilir. Kayış döndüğü yuvayla sürekli sürtünme halinde olduğu için zaman içinde aşınıyor ve gevşeyebiliyor. Triger kayışının ömrü aracın kullanım koşullarına bağlıdır. Marş basmadığı durumlarda aracın 2 viteste vurdurarak çalıştırılması triger kayışının ömrünü azaltmaktadır. Triger kayışının motora zarar vermesi için kopması değil tek bir dişli bile atlaması yeterli olabiliyor. Yeteri kadar gergin olmayan kayış, hiçbir işaret vermeden üç dört diş birden atlıyor. Triger kayışı kontrolü çıplak gözle yapılamaktadır. Eğer zamanında değiştirilmez ve koparsa motorun çalışma ihtimali olmadığı için yolda kalmış olursunuz. Triger kayışı kopması durumunda çok fazla masrafa yol açar. Koptuğu anda motor üzerinde ve motorun içerisinde görülmeyen kısımlarda birçok parçaya zarar verir. Özelikle subap ve subap iteceklerini eğerek, eksantrik miline zarar verir.Arabaların motorlarında silindir kapağı içerisinde yer alan egzoz ve emme subaplarını hareket ettiren eksantrik mili ile krank mili üzerinde yer alan volan dişlisini birbirine bağlayan parça dır.arabayı çekici ile çekmek gerekir. Triger kayışı günümüzde artık set olarak değiştiriliyor. Triger Kayışı, Triger Gergisi, Triger Küçük Avare Rulmanı, Triger Büyük Avare Rulmanı. Triger kayışı fiyatları sade fiyatı pek fazla olmamasına karşın değişimi oldukça işçilik istemektedir. Bu da maliyeti artırmaktadır. Triger kayışı değişim süreleri marka ve modele göre değişir. Katolog değerlerine dikkat edilmelidir. Mesela Fiat Palio nun 45.000 km değişirken, VW Polo da 90.000 km de değişmesi gerekiyor.
  21. İçten yanmalı motorlar, yakıtın ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştürmektedir. Bu dönüşüm başlaşıcı yanma adını verdiğimiz bir olayla başlar. YANMA: Bir yakıtın ısı ve oksijenle bileşerek ısı ve ışık meydana getirmesidir. Motorlarda yanmayı sağlamak için oksijeni havadan emerek alırız. Havada çok miktarda bulunan azot yanmadan egzozdan atılır. Hava emme kapasitesi azalmanın sebepleri yanma sonunda oluşan karbondur. Yanma odası sürekli biriken karbon bileşikleri kuruma dönüşür. Zamanla yanma odası, piston üst yüzeyi, supaplarda ve sağmanlarda karbon birikir. Enjektörlerin mikronla ölçülecek bir püskürtme deliği olduğundan zamanla tıkanması tam püskürtememesi doğaldır. Eğer aracınızda motor gücünde azalama, fazla yakıt tüketimi, ekzoz emisyonlarında artış, çekişin düşmesi, soğuk havalarda zor çalışma, motorun silkeleyerek çalışması, rölantinin sürekli değişmesi, silindir kompresyonlarında düşme, varsa karbon birikimi had safhaya gelmiş demektir. Karbonun temizlenmesi gerekmektedir. KARBON TEMİZLEME NASIL YAPILMAKTADIR? Karbonu temizlemek için motorun üst kapağının sökülmesine, motora anahtar değmesine gerek yoktur. Aracın yakıt ve ateşleme sistemindeki karbon temizlenir ve motor ilk günkü haline dönüşür. Carbon clean araca uygulaması için bir makinesi vardır. Aracın yakıt deposundan gelen hortumlar bu makinenin deposuna bağlanır. Deponun içine temizlik maddesi ve benzin konulur. Araç rölantide çalıştırılır. Arada gaz verilerek motordan sökülen karbonlar egzozdan dışarı atılması sağlanır. Bu işlem yaklaşık 30-45dakika sürer. Temizlik kimyasalları yanıcı olmadığından Motora hiçbir zarar vermez. CARBON CLEAN SAĞLADIĞI FAYDALAR *Karbon temizleme işlemi motorlarda %15`e kadar yakıt tasarrufu sağlar. *Motorda çekiş artar. Benzinli motorlar ilk çalışma zorluğu, tekleme vb. ortadan kalkar. *Benzin motorlarında %40 ın üzerinde zararlı ekzoz emisyonlarının azalması sağlanır.Dizel motorlarda bu oran %75 e kadar çıkar. *Motorun ömrünü uzatır. Motor bakım maliyetini azaltır. *Bakım süresi ve işçilik masrafları azalır. *Motordan ani güç istenildiğinde istenilen verimi almanızı sağlar.
  22. Dereceli egzantrikten önce eksantrik (kam) mili ne işe yarar onu öğrenelim. Egzantrik mili motorun çalışma esnasında emme ve egzoz supaplarının açılıp kapanmasını sağlar. Dereceli eksantrik milinin görevi de subabların açılıp kapanma sürelerini uzatarak, yanma odasına alınan yakıt hava karışımını normalden daha fazla alınmasını sağlıyor. Böylece daha fazla yanma gerçekleştirerek daha fazla güç sağlamış oluyor. Motor performansının artmasını sağlıyor. Modifiye edilmiş otomobilleri için üretilmiş eksantrikler derecelerine ve kullanıcının seçimine göre 10 bg ile 25 bg arasında güç üretebilmektedir. Aynı zamanda tam anlamıyla verim alabilmek için eksantrik mili ile beraber subap, subap yayları, kasnak, ateşleme sistemindeki parçalarda değiştirmelidir. Dereceli Egzantrik Mili, standart egzantrik miline göre performansa yönelik olarak tasarlanmışlardır. Dereceli Egzantrik Milleri üzerinde ayarlanmış dereceleri mevcuttur. İsmini bu derecelerden almışlardır. Sivri olan kamların bulunduğu miller, süpapları erken açarak torkun artmasını sağlarken, geniş tepeli kamların bulunduğu miller ise gücü artırmak için tercih ediliyor. Yarış araçların kullanılan dereceli egsantrik milleri de ortalama 80-110 bg kadar artı güç sağlıyor. Dereceli Egzantrik Mili Hakkında Teknik Bilgiler Lift nedir? Lift, dereceli eksantrik milinin subapları ne kadar bastırdığını gösteren değere denir. Subabın ileri doğru ne kadar açıldığını gösteren değerdir. Duration nedir? Subabın yatağından çıktığı zamanki derece ölçümüdür. Overlap nedir? Giriş ve çıkış subaplarının aynı anda açık olduğu sürenin derecesine overlap denir. Emme subabı piston üst ölü noktaya gelmeden kaç derece önce açıldığı ve piston alt ölü noktayı geçtikten sonra kaç derece sonra kapandığı Duration ve Overlap değerleri sayesinde hesaplanır. Egzoz subabında erken açılma ve geç kapanma dereceleri bu değerlere sayesinde hesaplanır. Powerband Nedir? Egzantrik milinin gücünü verimli bir şekilde verebildiği devir aralığına powerband denir
  23. Motor içerisinde bulunan pistonlar ve segmanlar zaman içerisinde aşınırlar. Segmanların görevi piston ile silindir arasındaki sızdırmazlığı sağlamaktır. Üstteki segman, patlama zamanında oluşan basıncı muhafaza eder. Alttaki segman görevi ise pistonun aşağıya inerken silindirdeki yağı sıyırarak kartere indirmektir. Silindir ile segmanlar arasında boşluk artıkça patlama zamanında kompresyon (basınç) kaybı yaşanır. Bu da motorun çekişten düşmesine yol açar. Kompresyon kaybını oluşması durumda motor üflüyor demektir. Motor üflemesi, ilerleyen zamanda motorun yağ yakışını çoğaltır ve motor yağ yakar. Motorun rektifiye olması için hava filtresine yağlanması yada filtre kabına yağ dolması gerekir. Yani karterdeki yağın tam anlamıyla silindirin içerisinden aşırı miktarda yukarı çıkması motorun ömrünün azaldığı anlaşılır. Motor üflemesi olayı kompresyon kaybıdır. Sıkıştırılmış ve yanmış yakıt karışımı kartere geçtiğinden dolayı yağ çubuğu çıkartılarak yada yağ doldurma kapağı açılarak motor üflemesi anlaşılabilir. Motorun rektifiye olması gerektiğine tam olarak anlamak için silindir kompresyon testi yapılmalıdır. Motorda uygun yağ kullanılmaması durumda da kompresyon kaçağı meydana gelmektedir. Motor içerisindeki aşıntı artıkça, parçalar arasında yağ filminin muntazam oluşmaması, kompresyon kaçaklarının artması ve yağın yakıta aşırı miktarda karışarak yanması sonucu motor performansında kayıplar meydana gelir. kaynak: https://www.otoyedek365.com/motor-uflemesi-nasil-anlasilir/
  24. Motorda sürtünmenin en çok olduğu zaman motorun soğuk olduğu zamandır. Katkı maddeleri içinde bulunan bor madeni sayesinde motorun silindir ile piston arasına yapışarak sürtünmeyi azaltırlar. Bu sürtünmeyi azaltma durumu azımsanmayacak kadar çoktur. Motorun katkı maddesi kullanılmamış durumuna göre,katkı maddesi kullanıldığında sürtünmeyi yok ettiği için aşınmayı %98 azaltır. Motor performansını artırır. Motora 2-6 HP artı beygir gücü sağlar. Kompresyon kaçağını önleyerek motorun yağ eksiltmesini azaltır. Tork değerinin de %10 artış sağlar. Silindirlere ulaşmadan ısıyı üzerine alarak motorun ısınmasını ve hararetin çabucak yükselmesini önler. Aşınmayı engellediği için motor yağının kirlenmesini önleyerek motor yağının bozulması önler. Yakıt tasarrufuna %10 oranında katkı sağlar. Motor yağ değişiminde yağ ile birlikte boşalmaz. Yağ değişimlerinden etkilenmez. Ortalama 150 000 km de görevini tam olarak yapar. Bor mineralli katkı maddesi motor ömrünü iki kat daha fazla uzatır. Aşınmış ve yağ yakan motorlar kullanıldığında aşınan yerler dolgu yaparak motorun eskisinden daha iyi duruma gelmesini sağlar.
  25. Dump Valve, turbo kullanılan araçlarda, turbo basıncını sürekli yüksek tutar, gaza basılmayan durumlarda turbonun pervanesinin yavaşlamasını engeller. Turbo ile çalışan araçlarda gaz pedalından ayak çekildiğinde turbonun pervanesi dönmeye devam etmektedir. Turbonun sistem için oluşturduğu havanın gaza basılmadığı için gidecek bir yer bulamaz. Bu şekilde oluşan yüksek basınç turbonun pervanesine kuvvet uygulayarak pervaneyi aniden yavaşlamasına yol açar. Tekrar gaza basıldığında turbo basıncının yeniden gaz bırakıldığı durumdaki basınca ulaşabilmesi için pervaneyi tekrar hızlandırmak gerekir. İstenilen turbo basıncına ulaşılamadığı için motorda performans kaybı doğar. Dump Valvenin görevi bunu önlemektir. Dump Valve nasıl çalışır? Gaz pedalından ayağınızı çektiğinizde turbonun performansı düşmemesi için Dump Valve devre girer ve turbonun basınçlı havanın sistemin dışına çıkmasını sağlar. Bu şekilde turbonun önceden bastığı havanın geri tepmesini önler ve geriye doğru basınç olmadığı için pervane yavaşlamaz. Tekrar gaza basılınca pervane yavaşlamadığı için hiçbir performans kaybı yaşanmaz.Turbo pervanesi üzerindeki olumsuz geri basıncı önleyerek turbonun ömrünü uzatır. Turbo pervanesinin hızının yavaşlamasını engelleyerek turbo basıncını sürekli yüksek tutar. Yüksek turbo basıncı yüksek güç anlamına gelmektedir. Gazdan ayak çekme ve gaza basma arasındaki eski ısınmış havayı dışarı vererek, yeni soğuk havayı sistemden içeri aldığı için artı güç sağlar.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Bu siteyi kullanarak, Kullanım Şartlarını kabul edersiniz.