Jump to content

Yönetici

Ev Sahibi
  • İçerik sayısı

    1.912
  • Katılım

Yönetici kullanıcısının paylaşımları

  1. Fransız otomobillerinin diğer otomobillerden değişik olduğunu düşünüyorum. Bu farklılık bazen pozitif, bazense negatif düşüncelere sebep olabiliyor. Fransızlar bilhassa tasarım mananında yeniliklere oldukça izah eder ve akıllarına farklı, güzel bir fikir geldiği anda onu uygulamak için çalışmaya başlıyorlar. Yeni Citroen C4 Picasso’nun tasarımına bir bakın… Otomobil bilhassa ezber bozan burnu ve ön farlarıyla sanki gelecekten gelmiş gibi görünüyor. Açıkça söylemem gerekiyor ki otomobili ilk gördüğüm anda ben de sizlerin çoğu gibi, ‘Yok canım, farlar sanki daha ananesel olabilirmiş’ diye düşünüyordum. Ancak insan her şeye alıştığı gibi, bu tarz büyük yeniliklere de alışıyor. Bir evvelki nesil C4 Picasso MPV olduğunu bas bas bağırırken, yeni C4 Picasso çok şık bir binek otomobil gibi görünüyor. Otomobilin şıklığını sağlayan tek bölümü tabii ki burnu değil. Otomobilin, bilhassa üç boyutlu stoplarıyla beraber, arka bölümü da sahiden güzel görünüyor. Ben MPV’lerin kullanışlılıklarına sahiden hayranım ve oranla büyük bir aileye sahip olsam tercihimi ya station wagon bir otomobilden, veyahut bir MPV’den yana kullanırdım. Citroen C4 Picasso ise işte bu noktada bilhassa şık tasarımıyla rakiplerinden bir adım önünde gibi görünüyor. Picasso’nun tek yeniliği tasarımında yapılan farklıklar değil. Aslında otomobilin asıl yeniliği gövdesinin altında yatıyor. PSA grubunun EMP2 ismini verdiği ve grubun bundan böyle en küçük otomobilinden minibüslerine kadar bütün araçlarını temellendireceği bu platform C4 Picasso’nun selefinden bu kadar değişik bir otomobil olmasında da büyük rol oynamış. Otomobilin toplam ağırlığının 140 kilogram azalmasına yardımcı olan yeni şasi, 115 bg maksimum güç üreten 1.6 litrelik e-HDi dizel motorun da yakıt tüketiminin azalmasına yardımcı olmuş. Her ne kadar (her vakitki gibi) kafası karışık otomatikleştirilmiş manuel şanzıman ile eşlenmiş olsa dahi bu motor 4 lt/100km’lik vasati yakıt tüketimi ve 104 g/kilometre’lik CO2 salınım değeri ile oldukça randımanlı. Test müddetince yakaladığımız 4.5 lt/100 kilometre’lik tüketim verisi de bu değerlerin yakalanabilir olduğunu gösteriyor. Otomobilin Citroen tarafından ‘Techno Space’ olarak adlandırılan iç mekanı da pek çok yeniliğe sahip. C4 Picasso’nun direksiyonuna geçtiğinizde evvela karşınıza çıkmayan gösterge oturumu ile karşılaşıyorsunuz. Ancak bu vaziyetten korkmayın, zira otomobilin bütün bilgilerine orta konsolda bulunan 12 inçlik yüksek çözünürlüklü ekrandan zorlanmadan erişebiliyorsunuz. Bu 12 inçlik ekran yeniden orta konsolda bulunan 7 inçlik dokunmatik bir ekran tarafından desteklenmiş. Ekrana parmağınızla dolaysız olarak dokunarak hükmedebildiğiniz gibi, multimedya, klima gibi bir takım işlevlere Android telefonların alt tarafında bulunan menü tuşlarını anımsadan dokunmatik tuşlarla erişiyorsunuz. Sistem rahat bir kullanıma sahip olsa dahi, ne yazık ki bilhassa sıkça değiştirilebilen klima ayarlarını yapabilmeniz için bazen gözünüzü yoldan ayırmanız gerekebiliyor. Citroen’in yenilenen MPV’sindeki yenilikler bununla da hudutlu değil. Yenilenen otomobil pek çok konfor ve güvenlik sistemine de sahip olmuş. Emniyet kemerine titreşim göndererek sürücüyü uyaran Şerit İhlal İkazı, Işığa Duyarlı Akıllı Far Sistemi, Aktif Hız Sabitleyici, Kör Nokta İkaz Sistemi gibi sistemler sürüş güvenliğini destekleyen sistemler arasında bulunuyor. Test aracımızda bulunan Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma ve Otomatik Park Kaptanı gibi sistemler ise konforu maksimize ediyor. Otomatik Park Kaptanı değinmeden geçmek istemediğim bir nokta. Bu sistem araç ile belli bir hızın altında hareket ederken sizin için uygun park yeri bulup durmanız şart olan yeri söylüyor. Bundan sonrasını otomobile bırakıyorsunuz ve yalnızca gaz ve fren pedallarına basarak otomobilin sizin için park yapmasını izliyorsunuz. Otomobilleri kaldırıma olabildiğince yakın park yapmaya dikkat eden biri olarak sistemin başarısı beni sahiden etkiledi. Başka bir deyişle park yapmayı sevmeyenler için bu sistem netlikle hayat kurtarabilir. Picasso teknolojilerinin yanında ayrı olarak çok geniş bir iç hacim de vaat ediyor. Arkada bulunan üç adet tek koltuğunda oturanlara 159 mm’lik diz mesafesi sunan otomobil, sürücü ile beraber 5 yetişkini konfor içerisinde yolcu ettirmeyi vaat ediyor. Ayrı olarak arka koltuklar arka konumdayken sunulan 537 litrelik, arka koltuklar öne kaydırıldığında ise sunulan 630 litrelik bagaj hacmi de oldukça etkileyici. C4 Picasso aslında bir MPV olmasına karşın sürüşü netlikle öyle hissettirmiyor. Selefine göre virajlarda artık çok daha güven veren otomobili sürüşü de oldukça konforlu. Devasa ön camıyla çevrenizde olan biteni veya önünüzdeki virajı kolayca görmenize yardımcı olan otomobil, ayrıca sunduğu 360 derecelik görüş açısıyla gerçekten keyif veriyor. Düşük yakıt tüketimine sahip motor sürücünün isteklerine karşılık verirken, şanzıman ne yazık ki PSA grubunun diğer otomobillerinde de olduğu gibi sürüş keyfini biraz olsun azaltıyor. Özgün, şık tasarımı ve sahip olduğu teknolojiler ile Citroen C4 Picasso çocuklu aileler için oldukça iyi bir tercih gibi görünüyor. Ancak bu otomobilin sadece ailelere hitap ettiğini düşünmeyin, trafikte başka hangi otomobil bu kadar gelecekten gelmiş gibi görünebilir ki? ÖZELLİKLER Motor:Sıralı 4-silindir, 1560 cc, turbodizel Güç: 115 bg @ 3600 d/d Tork: 270 Nm @ 1750 d/d 0-100 km/s: 12.3 sn (farika verisi) Maks hız: 189 km/s (fabrika verisi) Ortalama tüketim: 4 lt/100km (fabrika verisi) CO2: 104 g/km (fabrika verisi)
  2. Mercedes-Benz dizel motor seçeneğini A-Serisi’nde sunuyor olmasına karşın, bu motor seçeneğini diğer önden çekişli modeller olan B-Serisi ve CLA’da sunmuyordu. Ancak Alman üretici müşterilerinin taleplerini duymuş olacak ki bu seçeneği B-Serisi ve CLA’da da kullanmaya karar vermiş. Biz ise geçtiğimiz günlerde dizel motor ve otomatik şanzıman ikilisini bir arada sunan B 180 CDI ile beraberdik. Renault tarafından üretilen ve Mercedes mühendisleri tarafından optimize edilerek B 180 CDI’daki yerini alan 1.5 litrelik dizel motor 109 bg güç ve 260 Nm tork üretiyor. Ürettiği gücü tekerleklerine markanın MFA platformu üzerinde yer alan diğer önden çekişli modellerinin benzinli motorları ile de eşlenen 7G-DCT 7-ileri çift kavramalı şanzıman üzerinden aktaran dizel motorlu B 180, 0-100 kilometre/s hızlanmasını 11.9 sn’de bitiriyor ve hızlanmayı 190 km/s’ye kadar sürdürebiliyor. Mercedes-Benz mühendisleri 1.5 litrelik dCi birimi optimize ederken oldukça iyi çalışmış. Stuttgart merkezli firmanın 7G-DCT şanzımanı ile uyum içerisinde çalışan motor B-Serisi’nin kaputunun altındaki yerini alırken tutumluluğundan da vazgeçmemiş. Fabrika verilerine göre 4.1 lt/100km’lik vasati yakıt tüketim ve 107 g/km’lik CO2 salım değerlerine sahip olan otomobil ile pratikte 5 ile 5.5 lt/100km’lik değerler kolayca yakalanabiliyor. B 180 CDI’ın başarısı sadece motor-şanzıman uyumu ve düşük yakıt tüketimi ile hudutlu kalmıyor. Otomobilin Mercedes-Benz standartlarındaki kaliteli iç mekanı sahip olduğu başarılı izolasyon ile motor sesinin içeride oldukça az duyulmasına yardımcı oluyor. İç mekanın suskunluğu otoban hızlarında da devam ediyor ve otomobil her saniye size bir Mercedes’te olduğunuzu anımsadıyor. Size bir Mercedes’te olduğunuzu anımsadan bir başka şey ise tabii ki otomobilin ücreti. Bir B 180 CDI sahibi olabilmek için en az 150.000 TL’yi gözden çıkarmanız gerekiyor. Ancak premium marka olarak görülmeyen markaların modellerinin her geçen gün artan ücretlerini göz önünde bulundurursak, 150.000 TL’nin hemen üzerinde sıfır kilometre bir Mercedes sahibi olmak hiç de kötü bir fikirmiş gibi görünmüyor. Motor: Sıralı 4-silindir, 1461 cc, turbodizel Güç: 109 bg @ 4000 d/d Tork: 260 Nm @ 1750-2500 d/d 0-100 kilometre/s: 11.9 sn (öne sürülen) Max hız:190 kilometre/s (öne sürülen) Vasati tüketim: 4.1 lt/100km (fabrika verisi) CO2: 107 g/kilometre (fabrika verisi)
  3. Audi’nin şık tasarımlı fastback modeli A7, performanslı RS7 Sportback sürümüne kavuştu. Dolaysız olarak BMW M6 Gran Coupe’yi gözüne kestiren bu otomobilin kaputunun altındaki 560 bg gücündeki motor, kısa bir müddet önce yayınladığımız RS6 Avant’taki ile aynı. 8-ileri otomatik şanzımanla kombine edilen çift turbolu 4-litre V8, 700 Nm tork değeri sunuyor ve gücünü, quattro çekiş sistemiyle dört tekerleğine ansızın aktarıyor. Dinamik tork kontrolüne sahip quattro, viraj alma sınırında tekerleklere uygulanan fren kuvvetini asgariye indirerek ve tekerleklerin üzerindeki yükü azaltarak diferansiyelin çalışmasını destekliyor. Audi bu arada arka aks için isteğe bağlı olarak bir sportif diferansiyel sunuyor. Vasati yakıt tüketimi 100 kilometre’de 9.8 litre olarak izah eden RS7 Sportback, 0’dan 100 kilometre/s hıza yalnızca 3.9 saniyede erişiyor. Son hızı 250 kilometre/s olarak sınırlandırılan otomobil, opsiyon listesindeki dinamik paket ile beraber 280 km/s’ye kadar çıkabiliyor. İsteğe bağlı olarak adaptif havalı süspansiyon sistemiyle de alınabilecek olan RS7 Sportback’de silindir kapatma (COD) sistemi de bulunuyor. Sistem düşük yük ve motor hızlarında, 2, 3, 5 ve 8 numaralı silindirlerin valflerini otomatik aktüatörler aracılığıyla kapatarak bu silindirleri devre dışı bırakıyor. Bu vaziyette 4.0 TFSI motor, sürücü yine hızlanarak gücü artırana kadar dört silindirli bir motor gibi çalışıyor. Böylelikle verimlilik artıyor. Gövdesi, alüminyum, yüksek dayanımlı ve ultra-yüksek dayanımlı çelikten yapılmış bir hayli bileşen içeren Audi RS7 Sportback’in coupe tasarımına ilave eden bir dizi özel tasarım ayrıntısı, ona sportif bir karakter kazandırmış. Bunlar arasında dikkat çekici tamponlar, yüksek parlaklığa sahip siyah ön ızgara ve donuk alüminyum ek parçalar bulunuyor. Aracın arka bölümündeki spoyler ve iki adet büyük oval egzoz borusu çıkışı göz dolduruyor. Audi RS7 Sportback’in zarif tasarımı, aracın kokpitine de yansımış. Göstergelerin yüzeyleri siyah, rakam çizgileri beyaz, kadranlar ise kırmızı renkte sunuluyor. Diğer bir özellik ise devir göstergesindeki üç boyutlu RS7 logosu. Ayrı olarak anahtar, orta bölümü düz üç kollu direksiyon simidi, aydınlatmalı kapı eşikleri, MMI ve sürücü bilgilendirme sistemlerinin ekranları da RS amblemini taşıyor. RS spor koltuklar bariz destekleri, entegre koltuk başları ve RS7 logolarıyla standart olarak sunuluyor.
  4. Mitsubishi, Space Star ismini 90’lı senelerin sonlarından 2000’li senelerin ortalarına kadar B-MPV segmentinde yer alan modeli için kullanmıştı. Ancak yeni Space Star’ın bu otomobil ile hiçbir ilgisi yok. Ülkemizde Colt isimi ile sunulan ve küçük sınıfta yer alan otomobilin halefi olarak nitelendirilebilecek olan bu otomobil aslında Japonya’da Mirage isimi kullanılarak satılıyor, ancak model isimi ile ilgili Avrupa’da yaşanan sıkıntılar nedeniyle Mitsubishi tarafından Space Star ismi yine canlandırılmış. Space Star köşeli olmayan hatları ve küçük boyutları ile beraber sevimli olarak nitelendirilebilecek bir tasarıma sahip. Otomobilde yer alan tamponlar, 15 inçlik alaşım jantlar ile beraber sportiflik duygusunun sürücüye hiç olmazsa bir miktar verilmesine yardımcı olmuş. Otomobilin kabini günümüz otomobillerinde görmeye alışık olduğumuz ve ‘dolu dolu’ olarak deyim edebileceğimiz kabinlerden biraz uzak. Space Star’ın direksiyonunda rastgele bir tuş bulunmuyor. Genel olarak sert plastiklerin karşımıza çıktığı orta konsolda ise parlak siyah kaplama ile çevrelenmiş radyo ve otomatik klima bulunuyor. Otomobilin direksiyonunun ardında okunaklı bir gösterge oturumu bulunuyor. Gösterge oturumunda sürücüye yakıt tüketimi ile ilgili yardımcı olmak emeliyle “eco” göstergesine de yer verilmiş. Sürücünün gaz pedalına ne kadar sert bastığıyla doğru orantılı olarak yanan yeşil ışıklarını söndüren bu gösterge mantıklı tüketim değerleri yakalamada sahiden pozitif bir tesire sahip. Mitsubishi’nin küçük şehirli otomobili gücünü üç silindirli 1.2 litrelik bir motordan alıyor. 6000 d/d’de 80 bg maksimum güç ve 4000 d/d’de 106 Nm maksimum tork üreten bu birim ile beraber otomobil 0-100 kilometre/s hızlanmasını fabrika verilerine göre 12.8 sn’de bitiriyor ve 173 kilometre/s maksimum hıza erişebiliyor. Gücünü tekerleklerine CVT otomatik şanzıman üzerinden aktaran otomobil, şanzımanın da yardımıyla konforlu bir sürüşe sahip. Şanzımanın yapısı gereğiyle vites geçişleri sarsıntısız, ayrı olarak yeniden şanzımanın yapısı, otomatik vitese sahip olmasına karşın otomobilin mantıklı yakıt tüketim değerleri ortaya koymasına yardımcı oluyor. Fabrika tarafından 4.0 lt/100km’lik vasati yakıt tüketim verisine sahip olan Space Star ile Auto Stop&Go sistemi ve “eco” göstergesinin de yardımı ile beraber pratikte 5 lt/100km’nin hemen üzerinde yakıt tüketim verisi yakalamak olası. Mitsubishi’nin küçük şehirli otomobilinin direksiyon reaksiyonları kendine has. Elektrikli direksiyonun biraz geçimsi reaksiyonlarına alışmak başlarda biraz sıkıntılı olsa dahi, alıştıktan sonra hafif direksiyon ile bilhassa şehir içerisinde oldukça rahat ediyorsunuz. Mitsubishi Space Star, CVT otomatik şanzımanın sunduğu konforlu sürüşü ve düşük yakıt tüketimi ile dikkat çekerken, otomobilin sahip olduğu ince karoser kafalarda sual işaretleri yaratıyor. Motor: Sıralı 3-silindir, 1193 cc Güç: 80 bg @ 6000 d/d Tork: 106 Nm @ 1750 d/d 0-100 km/s: 12.8 sn (fabrika verisi) Maks hız: 173 km/s (fabrika verisi) Ortalama tüketim: 4 lt/100 km (fabrika verisi) CO2: 101 g/km
  5. Peugeot’nun küçük crossover modeli 2008, artan rekabet koşullarında elini güçlendirmek için kapsamı geniş bir makyaj operasyonu geçirdi. Otomobilde ilk bakışta görsel farklıklar dikkat çekmekte. Bilhassa daha dik tasarlanan yeni ön ızgaranın domine ettiği daha heybetli ön bölüm, 2008’in crossover imajını güçlendirir nitelikte. Önden cılız bir görünüm sunduğunu düşündüğüm daha önceki modelin aksine, burada daha kuvvetli bir tasarım mevzubahis. Arka bölümde ise karartılmış ve grafikleri bariz hale getirilmiş yeni stoplar olduğunu görüyoruz. Ek olarak, yeni jantlar ve burada da gördüğünüz yeni gövde rengiyle beraber 2008’in daha dikkat çekici bir crossover’a dönüştüğü daha ilk bakışta fark ediliyor. 2008’in kabini de makyajdan kısmetini almış. Yeni koltuklarıyla sürücü ve yolcuyu daha sıkı saran otomobilin, ayrı olarak iç mekanında kullanılan malzemelerin kalitesi ve renklerinde kimi küçük farklıklar gerçekleştirilmiş. Otomobilin vites topuzu da yeni bir tasarıma sahip. 2008’in direksiyonu önceden de olduğu gibi yeniden küçük çaplı bir simide sahip ki, bu da sportif bir ambiyans yaratıyor. Gösterge tablosu da tabii olarak hala direksiyon simidinin üzerinden görünüyor, ancak direksiyonu aşağıya almazsanız, göstergelerin bir bölümü simidin üst bölümü tarafından perdeleniyor. Bir çözüm olarak direksiyonu aşağıda ayarladığınızda da ideal sürüş pozisyonundan biraz uzaklaşmış oluyorsunuz. Bence bunun çözümü direksiyonun üst bölümünü düz tasarlamak olabilir; ne de olsa Peugeot bu tarz yeniliklere açık bir marka. Bu otomobilde en sevdiğim özelliklerden biri de dokunmatik bilgi-eğlence sistemi. Akıllı telefon ve Wi-Fi irtibatı sunan bu sistem, MirrorLink ve Apple CarPlay uygulamalarıyla telefonunuzun ekranını yansıtabiliyor. Teknolojiden söz etmişken… Otomatik Park Sistemi de 2008’in yeni teknolojilerinden biri olarak bu sınıfta fark yaratıyor. Otomobilde gerçekleştirilen makyaj operasyonunun en ehemmiyetli ayağı ise motor-şanzıman kombinasyonu. 1.2 litrelik turboşarjlı 3-silindirli makine, 110 atlık sürümüyle ve marka gamına hızla dağılan yeni EAT6 şanzımanla beraber artık 2008’de de sunuluyor. Bu kombinasyon 1150 kilogram ağırlığındaki crossover’a çok tatmin edici bir performans sağlıyor. Hırıltılı ve sportif bir tınıya sahip olan Puretech birim, çift kavramalı olmamasına karşın hızlı vites değiştiren AISIN imalatı şanzımanla beraber mantıklı bir performans-tüketim balansı kuruyor. Bunu, 10.3 saniyelik 0-100 kilometre/s müddeti, 188 kilometre/s’lik maksimum hız ve 4.8 lt/100 kilometre olarak izah eden vasati tüketimden de anlamak olası. 2008’in kullanımı ise genel olarak çok rahat. Görüş açıları başarılı ve otomobilin kontrolü çok kolay. Tatlı-sert süspansiyonlar bazen arka tarafta biraz sarsıntı yaratsa da, süspansiyon konforu için de mantıklı diyebiliriz. 2008 daha çok asfalt için tasarlanmış bir otomobil olsa da, Grip Control özelliği sayesinde patika benzeri tabanlarda de zorlanmadan ilerleyebiliyor. Bu sistem makyaj öncesinde yalnızca manuel şanzımanlı dizel sürümde sunuluyordu, makyajla beraber ise bu yeni motor-şanzıman kombinasyonuna da ilave etmiş vaziyette. Sistem, ESP üzerinden çekiş karakteristiğini değiştiren seçenekler sunarak, ön tekerleklerdeki tutunmayı arttırıyor ve 2008’in crossover istikametini destekliyor. Bu da 2008’in rakiplerine karşı elini güçlendiren bir diğer özellik olarak karşımıza çıkıyor. Motor………….Sıralı 3-silindir, 1199 cc, turbo Güç…………….110 bg @ 5500 d/d Tork……………205 Nm @ 1500 d/d 0-100 kilometre/s…..10.3 sn Maks hız……….188 kilometre/s Ort. Tüketim…..4.8 lt/100 kilometre Ağırlık…………..1150 kilogram
  6. Kimi otomobiller özeldir. Bu özel kategorisindeki araçlardan biri de netlikle Ford Mustang. 2018 model Ford Mustang ise özel olmanın biraz daha ötesinde. Peki, bir Mustang’i yollarda tanımanın ipuçlarından biri de o muhteşem motorun sesi değil midir? Gelin görün ki son model Ford Mustang’in sesi çıkmıyor. Suskun Mustang yollarda… Geçtiğimiz haftalarda 2018 Ford Mustang ile ilgili ayrıntılı bilgiler marka tarafından paylaşıldı. Beklendiği gibi kuvvetli bir motor, havalı bir tasarım ve bir spor otomobilden beklenmeyecek ölçüde konfor yeni Mustang’in sunduklarından yalnızca bir kaçı. Ancak Mustan modeli, bu sefer karşımıza oldukça enteresan bir bilhassa çıktı: suskun egzoz. Gelelim yeni Ford Mustang’in yenilenen egzoz özelliklerine… 2018 Model Ford MUstang Egzoz Özellikleri İle ilgili Yeni Mustang’de egzoz, kullanıcıya dört değişik tercih sunuyor. Ford mühendisleri bu yenilenen Mustang’de işlevsel bir egzoz tasarlamak istemişler. Peki, bu ne demek? Yeni Ford Mustang’in egzozu şayet quiet modunu seçerseniz son derece suskun olabiliyor. Ne ölçüde suskun: 1.4 motorluk sıradan bir aile arabası kadar suskun. Yeni Mustang’de 4 Değişik Egzoz Modu Var 4 değişik egzoz modu ile piyasaya sunulan 2018 model Mustangler, Quiet, Normal, Sport ve Track modlarıyla değişik sürüş tecrübeleri yaşatabiliyor. Yeni Jenerasyonun Makyajlı Mustang’i 6. Jenerasyon Ford Mustang makyajlı haliyle tanıtıldı. En son nesil azasını 2015 seneninde tanıtan Ford Mustang, 2018’de bu jenerasyonun üzerinemakyajlandı. Makyajlı Mustang’de ledli yan far yapısı dikkat çekiyor. Ayrı olarak ön kaput ve ön tampon ciddi şekilde değişmiş. Jant çapı 20inç olmuş. Sesli komutları navigasyon rotaları içinde verebileceğiniz gelişmiş multimedya sistemi, geniş dokunmatik gösterge ekranı aracın diğer yenilikleri arasında. 10 ileri otomatik şanzıman ise en ehemmiyetli detaylardan biri. 2018 Model Ford Mustang GT’nin Performans Değerleri Nasıl? Konu Mustang olunca performansı tartışmak manasız oluyor. Ancak yenilenen Mustang GT için performans değerleri nasıl, diyorsanız: 460 at güç, 624 Nm tork değeri aracın performans ayrıntıları arasında. 2018 Model Mustang Renk Seçenekleri Makyajlı Ford Mustang’de Kone Blue, Orange Fru Tri- Coat Metalik renkleri mevcut. Ford Mustang’in 2020 Hedefleri Çok Elektrikli! Markadan gelen bilgiye göre 2020 seneninde Mustang’in tamamiyle elektrikli sürümü ile karşılaşacağız. Performans konusunu elektrikli motorla mükemmel şekilde optimizi etmek üzere çalışan Ford mühendisleri, bu konunun ayrıntılarını şu an için paylaşmıyor. Başka bir deyişle elektrikli Mustang modelleri için hazırlıklar başlamış dahi.
  7. Yeni Civic, teknik özellikleri, donanımı ve ücretiyle çok merak edilen bir araç Elbette güvenlik ile ilgili da çok önem vermesi şart olan özelliklere sahip. Aracın kullanışlı sürüş keyfi sunan çift pinyonlu direksiyonu, çok noktadan irtibatlı arka süspansiyon yapısı ve McPherson süspansiyon teknolojisi dikkat çekiyor. Yeni Civic’in tasarımında mühendislerin bilhassa daha hafif bir gövdeye odaklandığı biliniyor. Peki, Honda Civic Hb modeli güvenlik ile ilgili nasıl? Yakın vakitte yapılan Honda Civic HBEuro NCAPtest2 neticelerine geçmeden önce araç ile ilgili biraz bilgi paylaşalım. Honda Civic 2017 Model Teknik Özellikler Yeni Honda Civic’in teknik özellikleri ayrıntılı olarak incelendiğinde sürücüye ve yolculara konfor sunarken oldukça kuvvetli bir performans hedefiyle yola çıkıldığı hemen anlaşılıyor. 2017 model Honda Civic HB teknik özelliklerini ayrıntılı olarak arabam.com Test Sürüşü muhtevalarından bulabilirsiniz. Ancak genel olarak şöyle bir özet yapılabilir: 1.5 L DOHC VtEC TURBO motor, 1498cc. 220Nm torka erişen motor, 182 PC güç üretiyor. CVT şanzıman ile konforlu bir sürüş keyfi sunan araç, 46 litrelik yakıt deposuna sahip. Honda Civic HB Ücreti Nasıl? Yeni Honda Civic Hatchback’in ücreti ise otomatik vites ve benzinli sürümde 105 bin TL bandında setrediyor. 2017 Model Honda Civic Euro NCAP Testi Neticeleri? Honda, Japon otomotiv sektörünün dev markası. Üstelik son on senedir Honda, dünya otomotiv sektörüne istikamet veriyor. Küçük aile arabası sınıfındaki Honda Civic 2017 modeli geçtiğimiz aylarda Euro NCAP çarpışma testlerine alındı. Peki Honda Civic Euro NCAP neticeleri nasıl? 2017 Model Honda Civic çarpışma testi neticelerinin ayrıntıları çok ehemmiyetli fakat peşin peşin merakınızı giderelim, araç, testlerden 4 yıldız aldı. Ayrıntılar şöyle: Evvela Honda Civic’in teste tabi tutulan modelinin ayrıntıları ehemmiyetli. Honda Civic 1.0 SE RHD modeli. Test2 için 5 kapılı hatchback Honda Civic seçenek edildi. Aracın boş ağırlığı 1292 kilo. Honca Civic Hatchback Euro NCAP test2 neticelerine göre aracın şehir içi güvenliği iyi olarak değerlendirildi. Araç, özellikle yandan çarpmaya karşı 16 puan alarak oldukça güvenli bir tasarım sunduğunu gösterdi. Arkadan çarpmalarda arkadaki yolcu güvenliği yeterli bulunmadı. Honda Civic güvenli mi suali çoklukla çocukları olan aileler için daha fazla ehemmiyetli veyahut önceliklidir. 6- 10 yaş arasındaki çocukları baz alan testlerde araç, toplam 14.7 puan aldı. Burada da yandan çarpmalarda sürücü arkasındaki çocuk için güvenlik yeterli bulunmadı. Son model Honda Civic HB modeli, yaya güvenliği açısından oldukça iyi performans topladı. Burada uzak köşeden koşarak karşıya geçen yetişkin, yakın köşeden yürüyerek karşıya geçen yetişkin, park yapmış araçların arasından koşarak karşıya geçen çocuk örnekleri incelendi. Yeni Civic’te Güvenlik Donanımı Nasıl? Son model Honda Civic güvenlik donanımı detayları şöyle: Sürücü ve ön yolcu havayastıkları, yan hava yastıkları, perde hava yastıkları, ön yolcu havayastığı iptal işlevi, önde aktif kafalıklar, ön ve arkada aktif gergin emniyet kemeri, kilitlenmeyi önleyen fren sistemi, araç balans kontrol sistemi, elektronik fren gücü dağıtımı, acil vaziyet fren desteği,acil durum fren sinyalleri, yokuşa kalkış desteği, lastik basınç ikaz sistemi, ayarlanabilir hız sınırlayıcı, harekete duyarlı direksiyon sistemi, ISOFİX çocuk koltuğu irtibat noktaları, immobilize, güvenlik sistemi alarmı.
  8. İkinci el araba almayı düşünenler, son ÖTV zammı, sıfır araç ücretlerinin yükselmesi bu vaziyetin ikinci el araç piyasasına yansıması gibi oldukça kafa karıştırıcı bir dönem içinde zorlanıyorlar. ‘Bu devirde araba alınmaz’, ‘bu ücrete araba alınmaz’, ‘araba ücretleri daha da artacak’, ‘araba ücretleri düşecek’, ‘sıfır arabalar daha dahi uygun’ gibi pek çok süpekilasyon ortalıkta dolaşıyor. Bunca birbirinden değişik dedikodu içinde ne alacağına, alıp almayacağına karar vermek oldukça zor. İşte o dedikodulara uzman gözüyle cevap sunmak, işleri sizin için biraz netleştirmek istedik: Yorum Yapmak Kolay Değil! 2. el araba ücretleri düşer mi, yükselir mi yorumunu yapmak ne yazık ki hiç de kolay değil. Önümüzdeki dönemde ikinci el araba ücretleri nasıl olacak konusu üzerine tahminler pek çok parametreyi bir arada değerlendirerek ele geçirilebilir. Bu tahminler de hiçbir zaman net sonuçlar vermeyecek ancak gerçeğe değin en yakın tahmin için yararlı olacaktır. Mesela kendi araç markası olmayan ülkemiz için dolar kuru, kur karşısında TL’nin değeri, dünya otomotiv imalatı, imalatta bizim pazar hissemiz gibi son derece ekonomik konular uzman gözüyle değerlendirilmelidir. Bunlara ek olarak, sizin almak istediğiniz aracın ücretini etkileyen özel ayrıntılar söz konusudur. Bir aracın ücretini ne belirler diyorsanız, yanıt şöyle özetlenebilir: İlk olarak alakalı marka-modellerin Türk otomotiv pazarında gördüğü talep ehemmiyetlidir.Araçtaki ek donanım paketleri, hasar vaziyeti, kilometre’si, yaşı, model ve varsa sürümü, kasa tipi, yakıt tüketim şekli, vites şekli, kaçıncı sahibinden satılık olduğu, aynı aracın sıfır ücreti ve kampanyaları hem de rengi, plakası gibi pek çok ayrıntı ücret belirlemek üzere birer kriter olur. Bu değerler tek tek ve birbiriyle irtibatlı olarak ikinci el araç piyasasını şekillendirir. Bu yüzden ve özetle; araba ücretleri düşecek veyahut araba ücretleri yükselecek gibi açıklar, öyle oturduğunuz yerden yapılacak gibi değildir. Gelelim asal suale: ikinci el otomobil ücretleri düşecek mi? İkinci El Araç Ücretleri Düşebilir mi? İkinci el araba ücretlerinin önümüzdeki dönemde bir parça düşme ihtimali var. Bu yaygın kanının nedenleri ise şöyle özetlenebilir: Son zamanda dolar kurundaki değişim, araç ücretleri için bir parça pozitif bir sinyal veriyor. Kurban Bayramı sonrasında pek çok araç sahibinin ikinci el duyurusu vereceği öngörüsüyle pazarın hareketlenme ihtimali de yüksek. Kurban Bayramına ek olarak yaz sezonunun da kapanması üstüne bir de pek çok aile için ehemmiyetli olan okul dönemimin başlaması, yeniden sahibinden ikinci el satılık, sahibinden acil satılık duyurularının artacağına konusunda yeşil ışık yakıyor. İstanbul ve bölgesine özel olan ancak çok sayıda araç sahibini ve oto galeriyi etkileyen Temmuz ayındaki dolu felekatinin neticelerinin da ikinci el piyasasına yansıyacağı düşünülüyor. Çünkü, bu araçlardan başka bir deyişle dolu vurmuş araçlardan satılık duyuruları kesinlikle çıkacaktır. Dolu vurmuş araçların motor ve yürüyen aksamında mesele olmadığı halde kaporta boyası hasebiyle bir miktar ucuza gideceği de net. İşte bu vaziyet dahi ikinci elde ücretlerin vasatiyi etkileyecek şekilde düşmesine neden olabilir. Aynı zamanda kış boyu dolu yağışına karşı dikkatli olmakta yarar var. Kışın araba göstermek, arabayı satmak veyahut satın almak üzere şehir değiştirmek zorlaşır. İnsanların yolcu isteği dolayısıyla da yeni bir araba alma isteği de azalır. Bu yüzden yaklaşan kış mevsiminin de alıcı bulma zorluğu dolayısıyla bir nebze ücretleri aşağı çekmesi muhtemel. İkinci el araç satışı yapan bir takım galeriler, açık alanda bıraktıkları satılık araçları kara kış gelmeden elden çıkarmak isterler. Yeniden bu vaziyet da bir fırsat olarak görülebilir. Özetle, daha çok dönemsel ve abuhavasal sebeplerle yaklaşan kış mevsimine doğru ikinci el araç piyasasında bir miktar düşüş gözlenebilir demek yanlış olmayacaktır. İkinci el araç ücretlerini incelerken çok dikkatli davranmak ehemmiyetlidir. Duyuruları daimi izlemek, en son bir haftanın duyuruları gibi en yeni duyuruları kaçırmayacak şekilde sistemsel filtrelemelerle duyuruları incelemek, en avantajlı duyurusu kaçırmamak için doğru bir metot olabilir. Duyuruların ücretlerinin düşük olması, bu duyuruya netlikle güvenmenizi gerektirmez. Duyurudaki aracın ücretin ne kadar avantajlı olursa olsun ikinci el araç dolandırıcılarına karşı uyanık olun. Katiyen kapora vermeyin, noter onayı almadan para transferi yapmayın.
  9. Şayet gerçek bir BMW tutkunuysanız yeni M5 her ayrıntısı ile merakınızı cezb ediyor olmalı. Hemen söyleyelim, yakında arabam.com BMW Test2 Muhtevaları kategorisinde Yeni M5 test2 sürüşünü bulabileceksiniz. Aynı zamanda gerçek BMW tutkunları için Otomobille Hayat kategorisinde çok özel muhtevalar paylaşıyoruz. Gelelim, 2018 model M5’e. 2018 Model BMW M5 Frankfurt Otomobil Fuarında resmen göreceğimiz son model BMW M5 için 22 Ağustos’ta marka özel bir etkinlik tertip etti. Bu etkinlikte aracın tüm ayrıntıları, BMW tutkunlarıyla paylaşıldı. Yeni BMW m5 Motor Özellikleri 4.4 litrelik sekiz silindirli motor BMW M5’in motoru ile ilgili söylenecek ilk şey. 2018 model BMW M5 motoru 600 at güç ve 700nM torka sahip. Bir evvelki BMW M5’te 575 at güç, 750 tork söz konusuydu. Yeni M5, sıfırdan 100km’e hıza 3.4 saniyede erişiyor. Yeni M5, maksimum hız değeri 250 kilometre/h ancak bu hudut 305 kilometre/h şeklinde arttırılabiliyor. Yeni M5 Şanzıman Özellikleri Nasıl? Araçta 8 ileri M steptronik şanzıman uygulanmış. M5 şanzıman seçenekleri ise efficient, sport ve sport plus modlarıyla sunuluyor.2018 BMW M5’in en ehemmiyetli farkı ise bu aracın ilk kez 2018 seneninde 4 tekerden çekişli olarak üretilmiş olması. Karbon Seramik Fren Sistemi Yeni BMW M5’te performans konusu biraz daha kuvvetli bir hale gelmiş. İyi bir performans için en ehemmiyetli unsurlardan biri, aracın hafifliğidir. Bu amaçla son model M5’te karbon seramik fren sistemi opsiyonu kullanıcıya sunuluyor. Bu sistem, aracın bir miktar daha hafiflemesini sağlayarak performansı arttırıyor. Peki, karbon seramik fren sistemi aracı ne kadar hafifletiyor, diyorsanız: 23kg değerinde bir ağırlık kazancı sunuyor.Aynı zamanda, yeni M5, eskisine göre 90 kilogram daha hafif. 2018 BMW M5 Tasarım Ayrıntıları Yeni M5’in tasarımında ilk dikkat çeken ayrıntı, çok büyük bir değişimin olmadığı. Çünkü, marka bu konuda her vakitki gibi biraz katı. BMW, tarzını bozmuyor. Krom ayrıntıların verdiği hoş ışıltılı böbrek ızgara, çok büyük hava girişleri ve sahiden havalı bir tampon görünümü hemen fark ediliyor. Yeni BMW M5’in arka bölümünde dörtlü egzoz çıkışı aracı kuvvetli gösteriyor. Araçta jant seçeneği kullanıcıya sunuluyor. 19 inç jant standart pakette bulunurken 20 inç opsiyonu var. BMW’nin performans odaklı araçlarından biri olarak tanınan BMW M5 duyuruları için arabam.com ikinci el BMW filtrelemesini yapabilirsiniz. Ayrı olarak yeni M5 için sıfır kilometre duyurularını inceleyebilirsiniz.
  10. Arabalarda sıklıkla görünen arızalardan biri çekiş düşüklüğüdür. Bu arızanın ana sebepleri, ateşlemeı, hava yakıt ayar, debriyaj balatasının kaçırması, ateşleme avans ayarı, ateşleme bobin arızası,vakum avans arızası, karbüratör kirlenmesi, meme tıkanması yada karbüratör hava giriş düzensizliği, enjeksiyon arızası, motor yağının kalitesiz yada çok kirlenmiş olması, yakıtın kalitesiz olması, hava filitresinin tıkalı olması, subap ayarlarının yada subap iticilerinin sorunlu olması, teker bilyalarında ve akslarda sorun olması, katalitik konvertörün yada egzozun tıkalı olması, frenlerin sıkı olması, motor kompresyonu’nun düşük olması gibi sorunlar aracın çekişten düşmesine ve yakıt tüketiminin artmasına neden olabilir. Araçta yakıt tüketiminde yükselme olmadan da çekiş düşüklüğüne sebebiyet verecek sorunlar görülebilir. Genelde çekiş düşüklüğüyle beraber yakıt tüketiminde yükselme görülür. Lpg sisteminden kaynaklı sorunlar ayrı başlık altında incelenmiştir. Araba sahipleri genelde yokuşlarda aracın çekişinin düştüğünden şikayet ederler. Araç düz yolda giderken çekiş düşüklüğü fazla hissedilmediği için aracın yokuşlarda veya araç üzerindeki yükün artması durumunda çekişin düşük olduğu daha iyi algılanır. Araçta sorun varsa genelde düz yolda giderkende bir miktar çekiş düşüklüğü yaşanır.Tabi yokuşlarda daha fazla güce ihtiyaç olduğu için çekiş düşüklüğü daha iyi hissedilir. Aracın çekişten düşmesinin birçok sebebi olabileceği için araç sahipleri sorunun giderilmesinde büyük sıkıntı yaşaya bilirler. Çekiş düşüklüğü yaşayan araç sahiplerinin söylediği, şu parça değişti sorun düzelmedi şu ayar yapıldı sorun düzelmedi gibi sorunun giderilmesinde sıkıntı yaşaya bilirler. O yüzden araçta çekiş düşüklüğü varsa yukarıda yazan sebeplerin genelinin kontrol edilmesi gerekir. Bir yada birden çok sebebi olabileceği gibi doğru teşhis koyulması için de tüm kontrollerin yapılması sorunun çözümlenmesi için gereklidir. Çekiş düşüklüğüne neden olabilecek çok rastlanan sorunların önüne geçmek için dikkat edilecek hususlar. Ateşleme hatası buji, buji kablosu distribütör kapağı tevzi makarası gibi parçaların değişmesi. Hava filitresinin değişimi ve yakıt hava karışım ayarının yapılması. Motora düzensiz hava girişine sebep olabilecek boşlukların girerilmesi. Avans ve subap ayarlarının en iyi şekilde ayarlanması. Debriyaj baskı, balata, bilya takımının kontrol edilmesi.Karbüratörün ve memelerin temizliğinin yapılması.Araç enjeksiyonluysa sensörlerin ve enjeksiyonların temizlenmesi ve kontrolünün yapılması. Motor yağının,yağ filitresinin kaliteli ve temiz olması. Genelde ikinci planda tutulan fakat çekiş düşüklüğüne neden olabilicek sorunlar.Teker bilyalarının ve aksların aşınmasından dolayı tekerlerin zor dönmesi karşı dürence sebep olacağı için aracın çekişini düşürür. Fren tertibatının sıkı, yada ayarsız olması yine karşı dirence neden olur. Katalitik konvertörde yada egzoz sistemindeki tıkanıklık yanmış yakıt atığının çıkışını engelleyeceği için aracın çekişten düşmesine neden olur. Diğer bir husus kompresyon basıncının düşmesi durumu. Piston aşağı doğru inerken hava çekişi yapar.Piston yukarı doğru çıkarken hava sıkıştırılır.İşte bu sıkıştırma esnasında piston çevresinde bulunan segmanların aşınmış olmasından dolayı hava piston kenarlarından sızar.Ateşleme esnasında hava yakıt karışımı ne kadar iyi sıkıştırılırsa patlama şiddeti o kadar iyi olur ve piston patlama şiddetiyle beraber aşağı doğru itilir.Havanın segman kenarlarından sızması sonucunda hava yakıt karışımı iyi şekilde sıkıştırılamaz ve patlama şiddeti düşer. Piston daha zayıf şekilde aşağı doğru itilir bu durumda motor gücünün düşmesine ve çekiş düşüklüğüne neden olur.
  11. Alfa Romeo’nun ilk SUV modeli Stelvio’nun Avrupa tanıtımı Cenevre Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirildi. Stelvio, sene son çeyreğinde Türkiye pazarına sunulacak. Alfa Romeo, geçen kasım ayında Los Angeles’ta Quadrifoglio sürümüyle ilk sefer gün ışığına çıkardığı Stelvio’nun tüm sürümlerinin tanıtımı için 87. Cenevre Otomobil Fuarı’nı seçti. Stelvio, Stelvio Super ve Stelvio Business olmak üzere aracın 3 değişik sürümü tanıtıldı. Satışlarına bu sene başlanan Stelvio, Türkiye yollarına yılın son çeyreğinden itibaren çıkmaya başlayacak. Şubat ayında Alfa Romeo ailesine katılan Giulia’dan sonra Stelvio’nun da Türkiye pazarına girmesiyle markanın ürün gamı bitirmiş olacak. Alfa Romeo’nun ilk SUV modeli olan Stelvio, ismini İtalya’nın en yüksek dağ geçidi olan Passo dello Stelvio’dan alıyor. Standart olarak sunulan dört tekerlekten çekiş sistemi Q4 üstün yol tutuş özelliklerini beraberinde getirirken, isteğe bağlı olarak mekanik kilitli arka diferansiyel sipariş edilebiliyor. Yalnızca yüksek performans ve üstün yol tutuş noktasında iddialı olmakla kalmayan Stelvio, geniş ve konforlu hayat alanıyla ön tasarıda bulunuyor. 100 yılı aşkın bir tasarım ananesiyle Alfa Romeo Stelvio stil ile performansı mükemmel bir uyumla harmanlıyor. Uzunluğu 468 santimetre, genişliği 216 cm ve yüksekliği 167 cm olan Stelvio, sahip olduğu ölçülerle kuvvetli, dinamik ve kompakt bir yapı sergiliyor. Orta konsolun en üst noktasında sürücünün görüş alanında konumlandırılan ve Magneti Marelli ile beraber geliştirilen entegre 3D navigasyonlu yüksek çözünürlüklü ekranın boyutu Alfa Connect sürümüne bağlı olarak 6,5 inç veya 8,8 inç olmak üzere değişkenlik gösteriyor. Derine gömülü yuvarlak hız ve devir göstergesinin ortasında bulunan ve donanıma bağlı olarak 3,5 inç veya 7 inç büyüklüğe sahip olan TFT ekran sürüşle alakalı bütün temel bilgileri sürücünün görüş hizasında sunuyor. Sürücü otomobil ara yüzüne ait iki adet yuvarlak kumanda düğmesi bu arada Alfa DNA ve Alfa Connect sistemlerine kolay ulaşım sağlıyor. Yalnızca geniş bir hayat alanı sunmakla kalmayan Alfa Romeo Stelvio 525 litre ile hacim sınıfının en büyük bagajını kullanıma sunuyor. 8 değişik açılma düzeyine sahip olan ve direk Alfa Rotary seçim düğmesinden ayarlanan elektrikli bagaj kapağı kullanım konforunu destekliyor. Çift bölgeli abuhavalandırma sistemi veya donanım düzeyine bağlı olarak 8, 10 veya Harman Kardon imzalı 14 hoparlörle donatılan Alfa Connect bilgi ve eğlence sistemi gibi donanımlar araç içi hayat konforunu artırıyor. 2 bin 250 d/d’da 400 Nm tork üreten motor sınıfının en iyi yakıt verimliliğini sunarken bu arada 5,7 saniye ile sınıfının en iyi 0-100 kilometre/s hızlanma değerini sunuyor ve 230 kilometre/s maksimum hıza olanak tanıyor. Benzinli motor Termoli ve dizel motor ise Pratola Serra fabrikasında olmak üzere her iki motor da İtalya’daki tesislerde yalnızca Alfa Romeo motorlarına tahsis edilen alanlarda en gelişmiş teknolojik süreçler ve metotlarla üretiliyor. Motorların her ikisi de performans ve yakıt ekonomisi itibariyle sınıfının en iyi değerlerini sunuyor. İlerleyen dönemlerde ürün gamı 200 HP gücünde 2.0 litrelik turbo benzinli ve 180 HP gücünde 2.2 litre turbo dizel motorla bitirecek. Her iki motor seçeneği 8 kademeli otomatik şanzıman ve dört tekerlekten çekiş sistemi Q4 ile kombine edilecek. 180 HP gücündeki 2.2 litrelik turbo dizel motor ayrı olarak arkadan itişli de sipariş edilebilecek.
  12. Audi A1 Modelinin bir çok farklı motor seçeneği mevcut. Onun Dışında Modelin genel özellikleri hepsinde hemen hemen aynı bu konunun altında Audi A1 modelinin bütün motor seçeneklerine ve gerekli teknik bilgilerine ulaşabilirsiniz. Bizim incelemek için baz aldığımız model; Audi A1 Sportback 1.6 TDI. Gün geçmiyor ki küresel ölçekte faaliyet gösteren Premium otomobil markaları geleneksel oyuncusu oldukları orta üst ve üst segmentler dışında modeller üretmesin. Bugünkü test konuğumuz olan Audi A1, Premium B Segmentinde yer alıyor ve markanın giriş modeli olma statüsünde bulunuyor. O halde, VW Group tarafından B Segmentinde üretilen bir başka başarılı model olan VW Polo platformu baz alınarak yaratılan Audi A1’e dair test değerlendirmelerimizi aktarmaya başlayabiliriz. DIŞ: Her ne kadar kağıt üstünde platform, boyutlar ve ana hatlar itibariyle VW Polo baz alınmış olsa da dış tasarım itibariyle Audi A1’in gerçek manada nev-i şahsına münhasır, hususi bir çizgisi olduğunu rahatlıkla belirtebiliriz. Ön tasarım itibariyle, Audi’ye has kocaman altıgen ızgarası, çekik gözlü ve bolca led aydınlatma kullanılan farları ve tamponları itibariyle markanın üst modelleriyle doğrudan bir bağın kurulduğu A1’de arka tasarımda da Audi’nin büyük başarı elde eden SUV ve Crossover modellerini bünyesinde barındıran Q Serisine selam çakan keskin ve iddialı bir üslup kullanılmış. Yan profilden bakıldığında da gayet temiz hatlara ve şık alaşım jantlara sahip oluşuyla göze hoş gelen A1’i dış tasarım itibariyle beğendiğimizi belirtiyor ve geçiyoruz iç kısma. İÇ: Olabildiğince sade ve işlevsel olarak tasarlanmış orta konsol, retro esintiler yaratan yuvarlak havalandırma ızgaraları, açılır-kapanır formatta tasarlanan multimedya ekranı (Audi’deki adı ile Multi Media Interface-MMI) ve küçük diyametreli spor direksiyonuyla gayet temiz ve göze hoş gelen bir çizgisi var küçük Audi’nin. Malzeme kalitesi ve işçilik seviyesinde de sınıf seviyesinin çok üstünde bir başarının yakalandığı da gözümüzden kaçmıyor. İç hacme gelince ise, ön kısımda son derece yeterli ve ferah bir alan oluşturulabilmişken, arka kısımda maalesef bu başarının yakalanamadığını ve bilhassa baş ve omuz mesafesi itibariyle arka koltuklarda yalnızca çocuklar ve 1.60 metrenin altındaki 2 adet zayıf ebattaki kişinin rahatça seyahat edebileceğini gözlemledik. Bagaj kısmında ise sınıfın gerekliliklerini rahatlıkla karşılayan 270 litrelik hacmin, asimetrik olarak yatırılabilen arka koltukların da katkısı ile 920 lt’ye genişleyebildiğini olumlu haneye not ederek geçiyoruz sürüş testimize. SÜRÜŞ: Günümüzde otomobili çalıştırmak için start/stop düğmesinin bulunmadığı kokpit sayısı günden güne azalıyor. Anahtarı yuvasına sokup, çevirerek aracı çalıştırabildiğiniz klasik tarzı ile Audi A1 bu nesli tükenmekte olan otomobillerden biri olduğunu gösteriyor. Bize sempatik gelen bu unsurun aracın potansiyel müşterisi olan pek çok genç ve kadın sürücüye ise bir miktar “demode” geleceğini belirttikten sonra başlıyoruz kontağı çevirip 4 silindirli common-rail enjeksiyonlu ve turbo beslemeli 1.6 litrelik “bildik” VW dizel motorunun tıkırtılarını dinlemeye. Premium segmentte yer alan bir araçta her ne kadar model gamında hali hazırda gayet sessiz benzinli motorlar bulunmaktaysa da çok daha sessiz çalışan bir dizel motorun bulunması gerektiğini olumsuz haneye not ettikten sonra gaz pedalına ayağımızı dokunduruyor, koyuluyoruz yolumuza. Aracımızda bulunan çift kavramalı S-Tronic şanzımanın da hızlı, sarsıntısız ve etkin vites değiştirmeleriyle gayet akıcı ve konforlu bir şekilde yol alan A1, sürücüsünü gerek performans gerekse ekonomik bakımdan tatmin etmeyi biliyor. Her ikisi de VW Group içerisinde pek çok araçta ve segmentte kullanılan 1.6lt TDI Motor ve S-Tronic şanzıman ile istikrarlı ve bir o kadar da keyifli yol alabilen Audi A1 Sportback 1.6 TDI hakkındaki veriler de bu tecrübenin doğruluğunu teyit eder doğrultuda. Olumlu: +Albenili ve gösterişli dış tasarım +Yüksek işçilik ve malzeme kalitesi +Performans/Ekonomi dengesinde başarılı S-Tronic Şanzıman / TDI Motor ikilisi +Rafine Sürüş Dinamikleri Olumsuz: -Arka koltukta oturanlar için kısıtlı baş ve omuz mesafesi -Özellikle soğukken gürültülü çalışan dizel motor -Bozuk zeminlerde sert süspansiyonun da etkisiyle bir miktar sarsıntılı sürüş Marka Audi Model A1 Jenerasyon A1 Motor (varyant) 1.6d (116hp) Kapı 3/5 Güç 116 HPW Azami hız 182 km/saat Yerden 100 km/saat kadar hızlandırma 11.6 saniye Yakıt deposu hacmi 45 litre İmalata geçirme yılı 2010 yıl İmalatın durdurduğu yıl 2015 yıl Karoseri tipi Hatchback Koltuk sayısı 4/5 Uzunluk 3954 MM Genişlik 1746 MM Yükseklik 1422 MM Dingil arası 2469 MM Ön iz 1477 MM Arka iz 1471 Aralık 125 MM Yakıt tüketimi – şehir içi 5.1 Litre/100 km Yakıt tüketimi – şehir dışı 3.7 Litre/100 km Yakıt Tüketimi – kombi 4.2 Litre/100 km Ağırlık 1185 kilo Azami ağırlık 1675 kilo Azami bagaj hacmi 920 litre Asgari bagaj hacmi 270 litre Emisyon standardı EURO V
  13. Audi’nin en lüks spor arabası olan r8 modeli 2017 yılında Amerika da siparişle üretilmeye başladı. Boş modelinin dış tasarımın da led far ve 19 inç alüminyum jantlara ve arka spoylera sahip. Audi’nin Space Frame adını verdiği modelde ise lazer far sistemi opsiyonel olarak tercih edilebiliyor. iç bölümde ise 18 yönlü koltuklar, Nappa deri döşemeler ve 13 hoparlörlü Bang & Olufsen ses sistemi ile donatıldı. Aynı zamanda ön konsolda 12.3 inçlik dijital ekranı da bulunmakta. Yeni üretilen r8 de motor özellikleri olarak 540 beygir gücünde 5.2 litrelik FSI V10 bulunuyor. 7 ileri s-tronic otomatik vitesi ile desteklenen bu canar 0-100 km/s hıza sadece 3.5 saniyede ulaşabiliyor. R8 zin bir diğer motor seçeneği ise 610 beygir güç üretebiliyor. Bu versiyon 0-100 km/S hıza ise 3.2 saniyede çıkabiliyor. Dört lastiğe aynı gücü verebilen bu canavar Türkiye’de satışa çıkıp çıkmayacağı ise henüz netleşmedi. R8‘in yeni nesili ülkesi Almanya’da satışa çıktı. Audi r8 satış fiyatını ise 187.400 Euro olarak belirledi. İlerleyen zamanlarda R8 E-Tron’u da satışa çıkartacak olan Audi, bu modellerinin performansı eski nesillerine yukarıda belirttiğimiz gibi göre bir hayli geliştirdi. 2006 yılında tanıtılan ilk nesil r8 ‘in ana hatlarının korunduğu yeni Audi R8, gelişen teknolojisi, yüksek performansı ve hafifletilen karoseri ile öne çıkıyor. r8 in standart modeli 1.555 kg, Plus versiyonu ise 1.454 kg boş ağırlığa sahip.
  14. Renault‘un yeni tasarım yüzünün lider modeli olan Megane Sedan‘ın ayrıntılı görselleri ve ile ilgili bilmek istediğiniz her şeyi bir araya getirdik. İşte ailenin en son üyesi 2017 Renault Megane Sedan. Renault, Paris Otomobil Fuarı‘nda dünya prömiyerini gerçekleştirdiği, C segmentindeki en yeni modeli Megane Sedan markanın yeni tasarım yüzünün son temsilcisi. 2015 nihayetinde yeni Megane HB ve 2016 Mart ayında yeni Megane Sport Tourer’ın hemen peşinden Megane ailesi, Megan Sedan ile beraber bitirmiş oldu. Yeni Megane Sedan’da tasarımsal hatlarda ilk dikkat çeken markanın yeni tasarım dilinin ürünü C şeklindeki ön ve arka tarafta Renault logosuna kadar devam eden uzun LED farlar. Yeni Megane Sedan’ın içerisinde 7 inç‘lik TFT renkli dijital ekranı ve 8,7 inç‘lik multimedya tablet ekranı sunuluyor. Bu ekranlar ile birlikte zengin donanım seçeneği bulunan modelde R-LINK 2, Multi-Sense, Head-up Display, eller serbest park sistemi, aktif acil fren destek sistemi, şerit takip sistemi ve diğer üst segment otomobillerde yer alan konfor ve sürüşe yardımcı bir hayli teknoloji özelliği bulunuyor. Rakamlarla Megane Sedan Bursa’da üretilecek olan yeni Renault Megane Sedan 4,632 mm uzunluk 1,814 mm genişlik ve 2,711 mm gibi segment ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacak bir aks mesafesine sahip. Megane Sedan’ın bagaj hacmi ise 550 litre gibi sınıfının en iyi değerlerinden biri olarak dikkat çekiyor. (Focus 421, Toyota Corolla 452, Volkswagen Jetta 510, Skoda Octavia 568, Honda Civic 440, FIAT Egea 520, Mazda 3 419, Opel Astra 420 litre bagaj hacmine sahip) Megane Sedan’da ailenin diğer azalarına sunulan benzer motor seçeneklerini görmek olası. 115 beygir ve 156 nm tork değerindeki 1.6 litre’lik, 130 beygir güç ve 205 nm tork üreten 1.2 turbo benzinli motorlar bulunuyor. Dizel ayağında ise 130 beygir güç ve 320 nm tork üreten (yalnızca manuel), 110 beygir ve 260 nm tork (7 ileri otomatik şanzıman ile 250 nm) üreten ve 90 beygir güç 220 nm tork üreten motor seçenekleri bulunuyor. Yeni Renault Megane Sedan’ın Türkiye’de 62.600 – 96.150 TL arasında satılan Megane HB ile benzer bir ücret aralığında satışa sunulması bekleniyor. Yeni 2017 Renault Megane Sedan test videosu Otomobil Yayıncılık YouTube kanalında yayına girdi. Dünyadaki ilk test videosu kanalımızda yayınlanan (5 Ekim sabahı saat 03:00) yeni 2017 Megane Sedan, yalnızca 1 jenerasyon üretilen Fluence modelinin yerini alıyor. Yeni 2017 Renault Megane Sedan test videosu editörlerimizden Emre Anamur tarafından çekildi ve montajlandı. Videoda 1.5 dCi EDC Icon modeli tüm ayrıntılarıyla bulunuyor. Yeni 2017 Renault Megane Sedan test videosu dahilinde yer alan yeni 2017 Renault Megane Sedan 1.5 dCi EDC Icon modelinde 1.5 litrelik, 4 silindirli, 8 supaplı, 4000 d/d’de 110 HP güç ve 1750 d/d’de 220 Nm tork üreten turbo dizel motor bulunuyor. Bu motor otomobili 12.5 saniyede 0’dan 100 kilometre/s hıza eriştiriyor. Yeni Megane Sedan 1.5 dCi 110 HP EDC’nin maksimum hızı 190 kilometre/s, fabrika verisi vasati yakıt tüketimi 3.8 lt/100 kilometre, karbondioksit salımı ise 98 g/kilometre. Yerini aldığı Fluence modeliyle benzer dış boyutlara sahip olan yeni Megane Sedan, Fluence’tan 3 santimetre daha uzun. Yeni Megane Sedan’ın bagaj hacmi de Fluence’tan daha büyük: Stepneli 508 litre, tamir kitli 550 litre. 4632 mm uzunluğa, 1814 mm genişliğe, 1443 mm yüksekliğe sahip olan yeni Renault Megane Sedan’ın dingil mesafesi ise 2711 mm. Yeni 2017 Renault Megane Sedan test videosu nda yer alan ve elmas kesimli büyük Renault logosuyla dikkat çeken otomobil, Espace ve Talisman modellerinin de geliştirildiği CMF C/D platformunda yaratılmış. 3’te 1 cam, 3’te 2 metal kullanımıyla dikkat çeken dış tasarımda önde ve arkada yer alan led gündüz aydınlatmaları şık bir görünüm sağlıyor. Yeni Renault Megane Sedan 2017 modelinde 3’ü dizel, 2’si benzinli olmak üzere toplam 5 motor, 9 renk, 3 donanım ve 4 şanzıman seçeneği sunuluyor. Motorlar 1.6 16V SCe 115 HP ve 1.2 TCe 130 HP benzinli; 1.5 dCi 90 HP, 1.5 dCi 110 HP ve 1.6 dCi 130 HP dizel olarak sıralanıyor. 1.6 litrelik benzinli motorda 5 ileri manuel şanzıman, 1.2 TCe benzinli motorda 6 ileri manuel ve 7 ileri EDC şanzıman, 1.5 dCi 90 HP dizel motorda 6 ileri manuel şanzıman, 1.5 dCi 110 HP dizel motorda 6 ileri manuel ve 6 ileri EDC şanzıman, 1.6 dCi dizel motorda ise 6 ileri manuel şanzıman bulunuyor. Yeni Renault Megane Sedan ücretleri ise 62.600 TL ile 96.750 TL arasında değişiyor. Otomobilde Joy, Touch ve Icon donanım seçeneklerine yer veriliyor.
  15. Audi – A3 Sedan 1.6 TDI (110 Hp) S tronic Modelinin Teknik bilgileri, yakıt bilgisi,fiyatı,kaç yakıyor,vergisi ne kadar,yakıt tüketimi,hakkında her türlü bilgilere ve araca ait resimlere aşağıda ki tablodan ulaşa bilirsiniz. Audi A3 Sedan 1.6 TDI 110 hp S tronic, Dizel motoru ve Otomatik şanzımanı ile sınıfında başarı arayan bir modeldir. Aracın 1598 cc hacimli motoru, 3000-4000 d/d’de 110 hp güç üretirken, 1500-2750 d/d’de 250 Nm olan maksimum torkunu vermektedir. Motorun gücü tekerleklere 7 kademeli çift debriyajlı otomatik şanzıman ve önden ile iletilmektedir. Durağan halden 100km/s hıza 10,9 sn’de ivmelenen aracın maksimum hızı ise 198 km/s’dir. Şehir içinde 100 km’lik bir kullanımda yaklaşık 4,8 litre yakıta ihtiyaç duyan araç aynı mesafeyi şehir dışında 90km/s sabit hız ile kat ettiğinde 3,4 litre yakıt tüketmektedir. Bu değerlere göre aracın ortalama yakıt tüketimi 100 km boyunca yaklaşık 3,9 litre olarak gerçekleşirken bu sürede aracın CO2 salınımı 102 gr olmaktadır. Boş ağırlığı 1365 kg olan Audi A3 Sedan 1.6 TDI 110 hp S tronic, 1840 kg’lık maksimum ağırlığıyla 475 kg’lık yükleme kapasitesi sunmaktadır. Aracın 50,0 litrelik yakıt deposu hacmi ise kendisine 1282 km’lik bir menzil sağlamaktadır. Marka Audi Model A3 Nesil A3 Sedan (8V facelift 2016) Motor 1.6 TDI (110 Hp) S tronic Kapı 4 Güç 110 bg /3200-4000 dev/dak Maksimum sürat 203 km/saat Hızlanma 0 – 100 km/saat 10.7 saniye Yakıt deposu hacmi 50 Lt Üretim başlangıç yılı 2016 yıl Kasa tipi Sedan Koltuk 5 Uzunluk 4458 mm. Genişlik 1796 mm. aynalar dahil genişlik 1960 mm. Yükseklik 1416 mm. Dingil Mesafesi 2637 mm. Ön tekerlek izi 1555 mm. Arka tekerlek izi 1526 mm. Aerodinamik 0.29 ön çıkıntı 870 mm. arka çıkıntı 951 mm. Bagaj hacmi en az 425 Lt Bagaj hacmi en fazla 880 Lt Motor pozisyonu Ön, enine Motor hacmi 1598 cm3 Tork 250 Nm /1500-3000 dev/dak Yakıt Sistemi Dizel – Commonrail Türbin Turbo kompresör / Intercooler Silindir pozisyonu Inline Silindir Adedi 4.Oca Silindir çapı 79.5 mm. Silindir içi vuruş 80.5 mm. Sıkıştırma oranı 16.Şub Silindir başına düşen valf 4.Oca Motor yağı kapasitesi 4.7 Lt soğutma sıvısı 12 Lt Yakıt Tipi Dizel Çekiş Ön Vites sayısı (otomatik şanzıman) 7 S tronic Ön süspansiyon Bağımsız,Mcpherson dengeliyici yay Arka süspansiyon Yarı bağımsız, yay Ön frenler Hava soğutmalı diskler Arka frenler Disk ABS Evet Direksiyon tipi Direksiyon kutusu Direksiyon Elektrik Direksiyon En az dönüş açısı 11.0 m Şehir içi yakıt tüketimi 4.2-4.5 Lt/100 km Şehir dışı yakıt tüketimi 3.4-3.7 Lt/100 km Ortalama yakıt tüketimi 3.7-4.0 Lt/100 km Emisyon Standardı EURO VI CO2 Emisyonları 98-106 g/km Ağırlık 1290 Kg Maksimum ağırlık 1840 Kg Tavan Yükü 75 Kg Frenli treyler yükü (8%) 1700 Kg Frenli treyler yükü (12%) 1500 Kg Frensiz treyler yükü 680 Kg Römork burun yükü 75 Kg Lastik boyutu 205/55 R16; 225/45 R17; 225/40 R18 Jant Boyutu 7,0J x 16; R17; R18
  16. Audi – A3 Sportback – 1.6 TDI (105 Hp) Modelinin Teknik bilgileri, yakıt bilgisi, kaç yakıyor, vergisi ne kadar, yakıt tüketimi, hakkında her türlü bilgilere ve araca ait resimlere aşağıda ki tablodan ulaşabilirsiniz. Yeni audi a3 sportback 1.6 tdi, ilk bakışta tasarımıyla ilginizi çekiyor. İçine geçtiğinizde ise bu çekicilik devam ediyor. Günümüzde malzemeden çokça çalan markaların aksine audi a3’te bunu göremiyorsunuz. Oldukça tok ve sağlam parçalar, elinizi attığınız birçok köşede kendini gösteriyor. Otomobillerde havalandırma kanalları genellikle zayıf noktalardır ve es geçilir. Fakat bu araçta bırakın zayıflığı, aksine daha da üstüne düşülmüş ve kalite hissi yüksek ve sağlam malzeme kullanılmış. Tabi bunu araç içerisinde büyük uyumla yapmış. Bunun dışında 4 kollu direksiyon simidi, kırmızı ve beyazla büyük şıklık sunan gösterge paneli ve en çok ilgimi çeken orta konsolu oldukça başarılı buldum. Araca premium hissini veren bu alanların dışında bir yer var ki o alan eleştiri alabilir. Bahsettiğim bu parça 7 inçlik multimedya ekranı oluyor. Kontak açtığınızda çıkan ve kokpitteki tuş yardımı ile açılıp kapanması kontrol edilen bu ekran biraz emanet gibi duruyor. Yani o kadar sağlam parça arasında biraz kırılacakmış hissi veriyor. Fakat konumlandırılması, renk tonu ve kontrolünde sorun yaşamadım. Hazır multimedya sistemine girmişken aracın ses sistemine de değineyim. Bindiğim her araçta ses sistemini küçük bir testten geçiririm. E yeni audi a3 sportback‘te sonuçta genç odaklı bir araç ve bu alan oldukça önem arz ediyor. Yeni audi a3’ün ses sistemi alt ve orta seviyede oldukça başarılı ve notalar oldukça net aktarılıyor. Fakat işi daha yükseğe taşımak istediğinizde fazlasını sunmuyor. Sanırım koruma devreye giriyor ve hoparlörler zorlanmaması için sizi bu zevkten mahrum bırakıyor. E tabi bunu da opsiyon donanım paketi içerisinde yer alan bang & olufsen ses sistemi ile çözebilirsiniz ama standart ses sisteminin daha fazlasını sunmasını beklerdim. İç mekanda diğer aktaracağım nokta ise aydınlatması olacak. Audi’nin bu konuda ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha bu yepyeni a3 modelinde görebiliyoruz. Kırmızı ve beyaz o kadar uyumlu ve dozajında kullanılmış ki bu araç içine bindiğiniz an sizi kendisine bağlıyor. Bu aracı standart kullanıcı sürdüğü zaman 6 litrenin altına düşen şehir içi tüketimini yakalayacağını düşünüyorum. Peki yol performansı ve konforu nasıl? Aslında bu aracı kullanırken en çok zevk aldığım nokta tam da burada ortaya çıkıyor. Çünkü audi a3 sportback, yoldaki yaptıkları ile tamamen genç için tasarlanmış. Önden çekişli araç olmasına ve güvenlik ön planda seyretmesine rağmen bu otomobil ne yapmak istiyorsanız onu sunuyor. Yani eğlence ise eğlence sunuyor. Yok amacınız güvenli seyirse onuda aktarıyor. Sınırları zorlayıp macera arıyorsanız onuda sunan bir otomobil. Kısaca yol dengesi başarılı otomobil. Hız performansı ise, 105 beygirlik turbo dizel motordan ne bekliyorsanız onu sunuyor. Yani ne iyi ne kötü. Zaten bu aracı alan arkadaşlar, performanstan ziyade ekonomi olduğu için bu anlamda da audi a3 sportback sizi üzmeyecektir. Son olarak bu aracı alacaklar için şunu söyleyemek istiyorum. Bu aracı opel astra, vw golf ve benzeri kompakt hb araçlar ile kıyaslamamanızı öneririm. Daha önce golf 7’de kullandım. Bu sınıfta daha premium ve daha iyisini aramak istiyorsanız tercih edilecek bir otomobil.Bunu pek söylemem, fakat yeni audi a3 sportback alınabilecek bir otomobil. Vergi artışından sonra ciddi fiyat artışı yaşamadı. Şuan 110 beygirlik seçeneği ile biraz daha performans sunuyor. Marka Audi Model A3 Nesil A3 Sportback (8V) Motor 1.6 TDI (105 Hp) Kapı 5 Güç 105 bg /3000-4000 dev/dak Maksimum sürat 195 km/saat Hızlanma 0 – 100 km/saat 10.9 saniye Yakıt deposu hacmi 50 Lt Üretim başlangıç yılı 2013 yıl Son üretim yılı 2014 yıl Kasa tipi Hatchback Koltuk 5 Uzunluk 4310 mm. Genişlik 1786 mm. aynalar dahil genişlik 1966 mm. Yükseklik 1426 mm. Dingil Mesafesi 2636 mm. Ön tekerlek izi 1536 mm. Arka tekerlek izi 1506 mm. Aerodinamik 0.30 ön çıkıntı 869 mm. arka çıkıntı 806 mm. Bagaj hacmi en az 380 Lt Bagaj hacmi en fazla 1220 Lt Motor pozisyonu Ön, enine Motor hacmi 1598 cm3 Tork 250 Nm /1250 – 2750 dev/dak Yakıt Sistemi Dizel – Commonrail Türbin Turbo kompresör / Intercooler Valf yapısı DOHC Silindir pozisyonu Inline Silindir Adedi 4.Oca Silindir çapı 79.5 mm. Silindir içi vuruş 80.5 mm. Sıkıştırma oranı 16.Şub Silindir başına düşen valf 4 Yakıt Tipi Dizel Çekiş Ön Vites sayısı (Manuel şanzıman) 6 Ön süspansiyon McPherson Ön frenler Hava soğutmalı diskler Arka frenler Disk ABS Evet Direksiyon tipi Direksiyon kutusu En az dönüş açısı 10.9 m Şehir içi yakıt tüketimi 4.6 Lt/100 km Şehir dışı yakıt tüketimi 3.3 Lt/100 km Ortalama yakıt tüketimi 3.8 Lt/100 km Emisyon Standardı EURO V CO2 Emisyonları 99 g/km Ağırlık 1260 Kg Maksimum ağırlık 1820 Kg Tavan Yükü 75 Kg Frenli treyler yükü (8%) 1700 Kg Frenli treyler yükü (12%) 1500 Kg Frensiz treyler yükü 660 Kg Römork burun yükü 75 Kg Lastik boyutu 205/55 R16 Jant Boyutu R16
  17. Kompakt sınıfın en çok satanlarından biri, her vakit ikinci elde piyasası olan bir otomobil, aile arabası, şirket arabası, şehir içi aracı… Opel’in Corsa modeli, yakıt tüketimi konusundaki başarılı optimizasyonu, şık ve pratik görünümü, şehir içinde avantajlı kılan özellikleriyle her vakit çok tutuluyor. Opel, şimdi Corsa’yı yenilemeye karar verdi. Opel markasının B segmentinde kendini gösteren aracı Corsa, rent a car alanında a çok popüler. Sanki filosunda Corsa olmayan araç kiralama şirketi yok gibi. Alman otomotiv devi Opel’in Corsa konusundaki başarısı, pazarı iyi çözümlemesinden kaynaklanıyor. Marka şimdi de B segmentinde rakiplerini zorlamak üzere Corsayıyeniden yeniliyor. Opel Corsa, bugüne kadar, tam 5 sefer makyajlandı. Başka bir deyişle son model Corsa, 6. jenerasyonu temsil edecek. 6. nesil Opel Corsa için geri sayım başladı dahi. Kamuflajlı haliyle kameralara yakalanan 2019 model Corsa, B segmentine yeni bir soluk getirecek tecrübe ediyor. Opel Corsa F İle ilgili 2019 model Opel Corsa F, far yapısında daha sportif ve saldırgan hatlara sahip. Yeni model Corsa, çok tutulan Opel Astra HB’e biraz daha fazla benziyor artık. Daha önceki model Opel Corsa duyurularına bakarsanız markanın bu aracı gittikçe Astra’nın ikizi yapma gayretini hemen farke dersiniz. Zira 36 senedir üretilen Corsa Astra’ya doğru evrilmiş resmen. Yeni çıkan Corsa’da başka bir deyişle 2019 seneninde alabileceğimiz Corsa’larda ilk dikkati çeken ayrıntılardan biri de iç mekanda asimetrik hatlar oluyor. Bilhassa kokpitte böyle yatay kullanımlar ve biraz asimetri sportif, dinamik bir tesir yaratmış gibi görünüyor. Opel Corsa’nın Eğlenceli Hikayesi Nerede Başladı? Alman otomotiv devi Opel, 1980’ların başlarında küçük sınıfta kendisini temsil edecek bir otomobil tasarımı üzerinde çalıştı.ilk kez 1983 seneninde Corsa piyasaya sürüldü. Takriben on sene süresince Opel Corsa ilk jenerasyonu kullanıldı. Hemen peşinden 2000 seneninde yep yeni Corsalar kullanıcıya sunuldu. 2006 ve 2014 seneleri da Corsa modelinin makyajlandığı diğer yıllar oldu. Yakıt tüketimi optimizasyonu konusundaki başarısı bu aracı bilhassa Türkiye gibi ülkelerde çok popüler kıldı.
  18. Peugeot modelleri içinde belki de en çok satan 308 olabilir. Çünkü, bu araç kompakt sınıf otomobil ketogorisinde ülkemizde çok seviliyor. Yeni Peugeot 308 ücreti, performansı, konfor özellikleri gibi ayrıntıları Mert Yılmaz değerlendirdi. Peugeot’nun kompakt aslanı 308, yeni sürümüyle sınıf atlamış vaziyette. Avusturya’da kullanma fırsatı bulduğumuz otomobilin önden görünüşü daha adaleli hale gelmiş fakat tek yenilik bu değil. Mekanik ve teknolojik yeniliklerle beraber kompakt rakiplerine korku salıyor. Yenilenen Peugeot 308 Rekabeti Kızıştırıyor! Peugeot, satışa sunulduğu günden bu yana 760 bin adet satılan kompakt sınıftaki 308’i yeniledi. VW Golf, Ford Focus, Renault Megane gibi otomobillerle rekabet eden ve Fransız markanın en çok satan modeli olan 308, bilhassa önden görünüşüyle oldukça değişirken, teknolojik manada da sınıf atlamış. Makyajlı Peugeot 308, markanın yeni ön tasarım stilini yansıtan ve ‘aslan’ logosuna hane sahipliği yapan dikey konumlu ön ızgara, oldukça şık ve dinamik tasarımlı motor kaputu ve tüm donanım düzeylerinde sunulan LED gündüz farları ile son derece etkileyici bir görünüme sahip. Peugeot 308 Teknik Özellikler Yeni grafik efektleriyle üç boyutlu uydu navigasyona ve tüm işlevlerle kolay ulaşım sağlayan “kapasitif” dokunmatik ekran, kabindeki en ehemmiyetli yeniliklerden. Yeni modelin motor kaputunun altında da farklıklar mevcut. Yeni 1.5 lt’lik BlueHDi 130 ve BlueHDi 180 dizel motorların yanında sekiz ileri otomatik şanzıman da en ehemmiyetli yenilikler arasında. Peugeot, gerek benzinli gerekse de dizel motor seçeneklerinde devreye almış olduğu yeni egzoz gazı arıtma sistemiyle Euro 6.c normunu şimdiden karşılıyor. 270 HP gücündeki turbo benzinli motoruyla yakıt ekonomisi ile yüksek performansı aynı potada eriten 308 GTi da yeniliklerden kısmetini almış. Günlük kullanım konforundan ödün vermeden sportif performansın keyfini sürme felsefesiyle geliştirilen GTi, özellikle yol tutuşuyla sürücülerin kalbini çalıyor. Yeni Peugeot 308 GTi’ın motor kaputunun altında 1.6 lt turbo benzinli motor görev yapıyor. Yüksek güç imalatıyla etkileyici bir performans sunan motor 4.46 kilogram/HP’lik güç ve ağırlık dağılımı ile 308 GTi’ı 6.0 saniyede 0’dan 100 kilometre/s hıza eriştiriyor ve yalnızca 25.3 saniyede ilk 1000 metreyi geride bırakıyor. Sunmuş olduğu performansa rağmen 6.0 lt/100 kilometre tüketim değerine sahip olan GTi, etrafçılıktan de ödün vermiyor.Yeni Peugeot 3008 ve 5008’de kullanılan tüm gelişmiş sürücü destek sistemleri de bundan böyle Peugeot 308’de yer alacak. Makyajlı 308 Türkiye’de Ne Vakit Satışa Sunuldu? Makyajlı 308’in 2017’nin son çeyreğinde Türkiye pazarına sunulacağı belirtiliyor. Otomobil, fren yaparak aracı durdurabilen (otomatik şanzımanlı sürümlerde veya manuel şanzımanlı sürümlerde 30 kilometre/s işlevi ile birlikte) adaptif hız sabitleme sistemine sahip PSA Grubu’nun ilk otomobili olmasıyla öne çıkıyor. Bunun dışında yenilenen Peugeot 308’de aktif güvenlik freni ve güvenli takip mesafesi ikazı, aktif şerit takip sistemi, yorgunluk tespit sistemi, akıllı far sistemi, aktif hız levhası tanıma sistemi, aktif kör nokta ikaz sistemi, VisioPark 1 ve park yardımcısı olmak üzere en aktüel sürüş destek sistemleri bulunuyor. Ehemmiyetli bir geliştirme mertebesinden geçen üç silindirli benzinli motor, egzozda emisyon kontrolü ile gerçek sürüş şartlarında daha düşük yakıt tüketimi ve daha düşük emisyon değerlerine imzalıyor. 1.2 lt’lik PureTech 130 motordaki yüksek hassasiyetli enjeksiyon kontrolü yanma verimliliğini arttırırken, egzoz gazı katalizörün hemen peşinden benzin partikül filtresinden geçiyor. Yeni altı ileri vitesli manuel şanzıman yüksek performanslı motorun verimliliğini destekliyor. Euro 6.b normuna uygun PureTech 130 ile karşılaştırıldığında verimlilik açısından optimize edilen motor yüzde 4 yakıt ekonomisi sağlıyor. PureTech 130 altı ileri manuel şanzıman kombinasyonu 2017 seneyin sonlarında ürün gamına katılacak. Yeni Peugeot 308, PSA Grubu’nun yeni 1.5 lt BlueHDi 130 dizel motorunu kullanan ilk model. Peugeot 308 Motor ve Şanzıman Yeni manuel şanzıman gibi, bu dört silindirli motor da yüzde 100 dijital olarak tasarlanmış. Yeni Peugeot 308 GT’de sunulan BlueHDi 180 dizel motor, Japon şanzıman uzmanı Aisin ile birlikte geliştirilen tamamiyle yeni sekiz ileri EAT8 otomatik şanzıman ile kombine ediliyor. Hızlı ve yumuşak vites geçişleriyle son derece akıcı ve sarsıntısız bir sürüş sunan yeni otomatik şanzıman, yerini aldığı EAT6 otomatik şanzımanla karşılaştırıldığında yüzde 7’ye varan bir yakıt ekonomisi sunuyor. Ülkemize gelmeyecek olsa da kullanma fırsatını bulduğumuz BlueHDi 180, özellikle performansıyla oldukça beğenimizi kazandı. 1320 kg’lik 308 BlueHdi 180 EAT8, 180 HP gücü ve 400 Nm torkuyla 225 km/s maksimum hıza erişebiliyor. 0-100 km/s hızlanması daha izah etmese da 9.0 sn’nin altında olduğunu söyleyebiliriz. Performansına göre ele geçirilen 4.0 lt/100 km’lik tüketim değeri de bu yeni modelin ne kadar randımanlı olduğunu kanıtlıyor. Kısaca, Peugeot 308 zati iyi bir otomobildi. Yapılan makyajla birlikte rekabet düzeyi de oldukça yükselmiş. Yeniliklerin sadece görünümle ilgili olmaması, asistan sistemler, motorlar ve şanzımanları da içermesi pozitif bir özellik. Sene sonuna doğru ülkemize de gelecek olan yenilenen 308’in kompakt sınıfta iyi satış rakamları ele geçirmemesi için hiçbir neden yok. Hasılı aslan yeniden kükrüyor…
  19. Arabanın Az Yakmasını Sağlayan Tüyolar Yakıt yazımızda sizlere araç yakıtı mananında stratejiler paylaşacağız. Her manada son zamanlarda bir hayli insanın sıkıntısı haline gelmiş vaziyette. Bilhassa ülkemiz gibi sıvı yakıtın bir hayli fazla satıldığı bir ülkede yaşayınca hepimiz bir müddet sonra belimizi bükmeye başlayan yakıt giderlerinden dolayı araba ’nın az yakmasını sağlayan tüyolar aramaya başlıyoruz. Gerek aracı kullanım teknikleriyle gerek yakıt veyahut motor için kullanılan yakıt katkı maddeleriyle bu meselemize çareler bulmaya çalışıyoruz. Araçlarımız az yakması için nasıl kullanılmalı? Motorunuzun Bakımını Eksik Etmeyin Yakıt sarfiyatını artıran veyahut azaltan en büyük faktörlerden biri de motorun bakımıdır. Eskimiş motor yağı ve hava filtresi yakıt sarfiyatını artıran faktörlerin başında bulunur. Bundan dolayı uygun kilometreler içinde hem motor yağınızı hem de hava filtrenizi değiştirmeye özen gösterin. Aracı Boşa Atmayın! Bu vaziyet sürücüler arasında en çok tartışılan konular içindedir. Araç boşa atılınca mı, yoksa viteste iken mi daha az yakar. Bu vaziyeti şöyle izah edelim kırmızı ışığa yaklaşıyorsunuz ve aracı boşa atıp frenle ışığa doğru yaklaşıyorsunuz. Siz sanıyorsunuz ki araç daha az yakıyor. Aksine araç rölanti vaziyetine geçmiştir ve rölanti vaziyetinde aracımız 0.5lt/saat yakıt tüketir. Bunun aksine ışığa yaklaşırken ayağımız gazdan keserek motor freni ile ışığa yaklaşmalıyız. Yeni araçlarda araç viteste iken ayak gazdan kesildiğinde ‘’cut off’’ sistemi devreye girer ve araç motora giden yakıtı keser. Yavaşlamak için motor freni kullanacağımız için fren balatalarını da eskitmemiş oluruz. Vites Geçişlerini Hızlandırın Araçlarınız maksimum devire geldiği vakit motoru fazla bağırtmadan hızlıca vites geçişlerini yapın böylelikle motorun yakıt sarfiyatını düşürmüş olacaksınız. Bilhassa 1. Viteste fazla yol almayın. Zira 1. Vites hareketsiz olan aracı hareket haline geçirmek için koyulmuş bir vitestir. Haliyle de viteste yakıt harcaması diğer viteslere kıyasla daha fazla olacaktır. Motor Isınmadan Hareket Etmeyin Soğuk motorla yola çıkmayın. Aracı çalıştırıp hemen hareket ederseniz şayet aracınızda oluşan ataklık tesirini fark faktörüz olası olacaktır. Başka bir deyişle araç iyi çekmeyecektir. Buna kıyasla yakıtını da üzgün yakamayacaktır. Bilhassa soğuk günlerde sıcaklık ibresi biraz yükselmeden hareket etmemenizde yarar var. Ters halde motor bloğunu da çatlatabilirsiniz. Araçlarınıza az yaktırma teknikleri kesin artırılabilir. Fakat en ehemmiyetli unsurla bu başlıklar altında topladıklarımızdır. Bakımlı ve sıhhatli bir motor ile iyi kullanım teknikleri size yakıt tasarrufu olarak geri dönecektir.
  20. Hızlı Geçiş Sistemi’nde (HGS) yanlış ceza yazılmasına da kapı aralayan standart dışı plakalar, 3 Temmuz’dan itibaren “ağır kusur” dahilinde değerlendirilmeye başlandı ve bu plakaları taşıyan araçlar kontrolden geçemeyecek. Eriştirme, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı Karayolu Tertip etme Genel Müdürlüğünce yenilenen kusur tablosu yürürlüğe girdi. Buna göre, HGS’de yanlış ceza verilmesine de sebep olan, plakalarda rakamlar arasında vida bulunması, yazıların silik veya kapatma şeklinde olması “ağır kusur” kapsamında görüldü. Tertip etmeyle plakalardaki yazı ve rakamların, Trafik Yasayı’nda belirtildiği gibi 11 santimetre genişliğinde, 52 santimetre uzunluğunda olması gerekiyor.
  21. Son zamanlarda ekseriyetle makam araçlarında istenilen özelikler kişilerin temel ihtiyaçlarına göre değişmektedir. Şehir içi ve şehir dışı gibi temel unsurların buna tesiri çoktur. Makam Araçlarının Donanımsal Özellikler; Dış Yapı ve İç Yapı olmak kaydı ile 2 konuda değinmek gerekir. Dış yapı kişinin ehemmiyet arzına göre zırhlı veyahut zırhsız olmak üzere seçenek edilir. Bu aracın hızını, yakıtını ve manevra yeteneğini bir şekilde etkilemektedir. Çamların kalınlığı da göz ardı edilmemelidir. Tercihiniz netlikle burada önemli olmalıdır. İç aksam aslında sürecin en karışık bölümüdür. Zira konfor alanı zevk ve ihtiyacın belirlenmesi, vaktin kullanılması atlanmaması şart olan husustur. Bunlara ek olarak teknolojik paket olarak adlandırdığımız aksam aslında sizin için en önemlisidir. Büro dışında tüm ihtiyacınızın karşılanması, erişilebilir olmanız önemlidir. Makam Araçlarının Teknik Özellikleri; Donanımsal özelliklerle aslında birbiri ile bağdaşan kemik diyebiliriz. İhtiyacımız yalnızca kısa mesafede can güvenliğinin sağlanması mı, yoksa rahat, konforlu, maksimum güvenlikli uzun bir yolcu mi. Bunun neticesinin bir önemi var ya da yok önemli değil mi ya da. Yapacağımız tercihlerin, satın alacağımız firmada bize sunacakları imalat vaktin da ileri tarihleri kapsayacağını da unutmamak gerekir. Fabrikasyon üretiminin dışında ilave eklentiler olacağından dolayı, bu tarihler firmalara göre 6 ile 12 ay arasında farklık göstermektedir. Makam araçlarında aranan özellikler nelerdir? Dediğimiz de Netice olarak, tercih edeceğiniz marka, model, sınıf gibi özellikler sizin kararınız gibi gözükse de, alacağınız aradığınız özellik iş ya da hususi hayatınızın ne kadarlık bir parçası olacak. Güvenlik, konfor, teknoloji, kişi sayısı önemlidir. Bunların hepsine dikkat faktörüz sizin için önemli olacaktır. Zira prestij sizin için ne kadar önemli, güvenliğiniz sizin için neyi dile getiriyor, araç için de geçirdiğiniz vakit size ne katacak, sorgulamalarınızı yapacağınız zaman size tavsiye, müracaat edeceğiniz kişi ya da müessese, yüzde yüz ayrıntılı bir karşılaştırma listesi ile sizinle istişare etmelidir.
  22. Arkadaşlar aracınızda oluşan titreşimin sebebi bir çok nedenden dolayı ola bilir. Şimdi sizlere bu sebeplerden bazılarını yazarak belki sorununuza çözüm ürete biliriz. Titreşimin en büyük sebebi Lastik problemleri olabilir. Aracın belli hızlarda titreme yapması (mesela 80 Km hızı geçtiğinizde) – lastik balans ayarı gerekir Lastiklerin yarılması (lastik yarılıp yama yapılmışsa) – yeni lastik gerektirir Dengesiz lastik aşınmaları (bir lastik diğer lastiklere göre daha çok aşınırsa veya dişleri bozulursa) – lastik rotasyonu gerekir Titreyen ve Sallanan Tekerler (İlk olarak sorunun kaynağı tekerlerin sıkıldığı cıvata ve somunların tam veya torkunda sıkılıp sıkılmadığından kaynaklanabilir) Fren sorunu Hissettiğiniz bütün titreşimler fren yaptığınız anda beliriyorsa büyük ihtimalle fren rotorunuz eğri ya da kırık. Disk fren sistemli araçlarda rotor gümüş küresel disk şeklinde parlaktır. Rotor aşırı yüklerde aşınabilir veya kopabilir, normal şartlarda sürekli yapılan frenlemede aşırı ısınmalara karşı dayanıklıdır. Tüm bunlara karşı rotor yüzey düzgünlüğü git gide azalır. Fren rotorunu sıkarak aracı durduran kaliper ve fren pedleri bozulmuş rotoru her zamanki gibi kavrayamaz ve bu da titreşime sebep olur. Eğer onarım konusunda anahtar tutma beceriniz yok ise uzman bir fren ustasına danışmanız fren kondisyonuz hakkında size yardımcı olacaktır. Motor problemleri Bazen titreşim veya zangırdama aracınızın motor kaputundan geliyor olabilir. Çünkü aracınızın düzgün çalışması için gerekli olan hava, yakıt veya ateşleme yetersiz kalıyordur. Bulgular aşağıda yazılan maddelerden herhangi birini içeriyor ise motor ile ilgili bir titreşim problemi olduğuna işaret etmektedir. – Titreme hızlanma esnasında ortaya çıkıyor ise – Uzun yolculuklarda belirli bir hız aralığında kesik kesik bir titreme oluşuyor ise – Araba çalıştıktan sonra her şey normalken sonradan titreşim oluşuyor ise Bu bulgular titreşimin yeni bir buji seti almanın zamanının geldiğini gösteriyor olabilir. Eğer bujiler sağlam ise kabloları kontrol etmekte fayda var. Bir diğeri ise kirli hava veya yakıt filtresi olabilir. Yetersiz hava emilimi ya da yakıt emilimi kimyasal çevrimi olumsuz etkilediği için yenileri ile değiştirilmelerinde fayda vardır.
  23. Yağışlı hava ve yol koşullarında otomobil kullanmaktan çoğu kişi çekinir. Yağışın olumsuz etkisinin yanı sıra ülkemizdeki yolların durumu da sürücüyü zor durumda bırakır. Bu gibi sorunlarla baş edebilmek için bazı sürüş tekniklerine dikkat etmemiz gerekiyor. Lastikler Otomobilin lastik havası ve dış derinlik değeri aracın yol üzerinde tutunmasını sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle bu değerleri daima kontrol etmeli ve fabrikaların verdiği değerler bozulmuş ise lastikleri değiştirmeliyiz. Lastikler düzgün bile olsa havalarını sık sık kontrol etmeliyiz. Silecekler Otomobilinizin silecekleri her zaman bakımlı ve suyu her zaman dolu olmalı. Kalorifer Yağmurlu havalarda kalorifer havalandırmanızı buharlanmayı engellemek için çalışır vaziyette tutmalısınız. Fren ve araç takip mesafesi Yağışlı havalarda normal asfalt üzerinde yapmış olduğumuz frenlerdeki otomobilin durma mesafeleri değişir. Ve otomobillerimiz daha geç durur. Başka bir ifadeyle ani frenlerde otomobil kaygan zeminde kayma eğilimi gösterir. Bu yüzden araç takip mesafemizi normal koşullardaki mesafemizin en az iki katı kadar fazla bırakmamız gerekir. Türkiye’deki kazaların çoğu bu takip mesafesine dikkat edilmemesinden kaynaklanıyor. Yol tutuşu Yağışlı havalarda asfalt ile lastikler arasında kalan suyun teşkil ettiği ara zemin otomobilin yol ile asfalt temasının kaybolmasına ve otomobilin suyun üzerinde kontrolsüz bir şekilde yüzmesine neden olabilir (aqua planing). Bu durumda yapılacak ilk şey otomobili motor komprasyonundan kurtarmak yani debriyaja basmak olmalıdır. Bu durumda kesinlikle frene basılmamalı, otomobil asfalta tutunana kadar beklenmelidir. Virajlar Yağışlı havalarda viraj öncesi normal şartlardan daha evvel yavaşlanması gerekir. Ayrıca virajı dönerken sürat normal koşullardakinin en az yarısına indirilmelidir. Viraj içinde kesinlikle frene basılmayacağını da unutmamamız gerekir. Bunlar sizi muhtemel kaza riskinden uzaklaştırır.
  24. *Lastiklerin havasını kontrol edin *Yedek lastiğinizi kontrol edin *Lastik diş derinliklerine bakın *Rot-Balans ayarlarınızı kontrol ettirin *Frenleri kontrol ettirin *Radyatördeki antifriz miktarını ölçtürün *Silecek lastiklerine bakın *Silecek suyunu tamamlayın *Motor yağını kontrol edin *Elektrik aksamını kontrol edin(uzun/kısa far; sinyaller; stop lambaları; park/gabari) *Araç altına mutlaka göz atın. Yağ ve su kaçağı var mı kontrol edin. Karlı günler için önlemler Hava şartları hakkında önceden hazırlık yapın Radyatör suyuna mutlaka antifriz koydurun ya da var olan antifrizin değerini ölçtürüp ilave yaptırın. Meteorolojiden alınan hava tahmin raporlarını kış aylarında daha çok dikkate alın. Don tehlikesi veya kar yağma ihtimali varsa silecek suyuna donmayı önleyici kimyasal maddelerden ilave edin. Böylece silecek suyu depolandığı yerin dışında borularda da donmaz. Silecekleri yukarı kaldırarak cama yapışmasını önleyin. Mümkünse aracınızı kapalı garaja alın. Yoğun kar yağışı veya don ihtimali varsa patinaj zincirini bir an önce alın, yoksa zinciri karaborsadan almak zorunda kalırsınız. GSM telefonunuzun araç şarj cihazını yanınıza almayı ihmal etmeyin. Ya da yedek bataryanız varsa yanınıza alın. Karlı ve buzlu yollarda yapmanız gerekenler Mecbur kalmadıkça aracınızla bu tür hava şartlarında yola çıkmayın. Siz ne kadar tedbir alırsanız alın, sizden başka sürücüler aynı duyarlılığı göstermeyebilir. Eğer aracınızla çıkmanız şartsa geceden uygun bir yere park edin. Park ettiğiniz yer bir rampanın bitimi olmasın, sabah rampa buz tutmuş olabilir ve zorlanabilirsiniz. Aracınızın camlarını ve dış dikiz aynalarını mutlaka kardan ve buzdan arındırın. Kar ve buz görüşünüzü engelleyeceği gibi özellikle ön camda sileceğin hareketlerini engeller ve dikkatinizin dağılmasına neden olur. Motoru çalıştırdıktan sonra tam olarak ısınmasını bekleyin. Kış şartlarında soğuk motor problem yaratabilir. Aracın kaloriferini açarak iç mekanın ısınmasını sağlayın. Aracın iç ısısı uygun sıcaklığa gelince aracınızı hareket ettirin. Yeterli sıcaklık sağlanmadan yola çıktığınızda mont, manto benzeri kalın giysilerinizi çıkartmak istemeyebilirsiniz. Kalın kıyafetler manevra kabiliyetinizi azaltacağından, tehlike yaratabilir. Camları da kalorifer yardımı ile ısıtarak buğu yapmasını engelleyin. Kar ve buzda en önemlisi lastikler! Karlı ve buzlu yollarda normal bir lastikle ancak donanımlı 4 tekerlekten çekişli arazi araçları yol alabilir. Türk sürücüler tarafından araçların lastikleri her zaman geri plana atılır. Aslında en önemli nokta en son akla gelir. Çekiş kadar fren için lastikler çok önemlidir. Bu yüzden karda ve buzlu yollarda araçla inatlaşmak yerine gerekenleri yapmak yeterli olacaktır. Karlı ve buzlu havalarda güvenli bir sürüş için lastiklerle ilgili farklı yöntemler izleyebiliriz. Lastik hava basınçları: Bir çok sürücü kar yağmaya başladığında lastiklerdeki hava basıncı ile oynar. Lastik hava basıncını azaltmak veya artırmak size bir avantaj sağlamaz. Lastik havasını azalttığınız zaman lastik tabanında yük yanaklara doğru biner ve jant lastiği kesmeye başlar. Lastik havasını artırdığınızda ise lastiğin dişleri gerektiğinden fazla açılır ve daha çok patinaja düşülür ve çekiş azalır. Patinaj zincirleri: Zincir, çivili lastik ve diğer yöntemlere göre daha ucuzdur ve bulunabilirliği daha kolaydır. Hammaddesi çeliktir. Patinaj zincirinin fiyatları marka ve ebatlara göre değişir. Normal şartlarda zincir binek otomobiller için 30-60 milyon liradan satılıyor. Fakat şu an bir takım zincirin fiyatı 90-120 milyon liraya kadar yükseldi. Kar paletleri: Lastiklere takılan kar paleti zincirden daha pratiktir ancak daha pahalıdır. Palet plastik malzemeden yapılmıştır. Bir mekanizma yardımı ile jantın göbeğine takılır ve lastiğin etrafını çevreler. Kar paletleri 150-300 milyon lira arasında değişen fiyatlara sahip. Çivili lastik: Çivili lastikler, karlı ve buzlu zeminlerde kullanılır ve diğer lastiklere göre iyi çekiş ve tutunma sağlar ve fren mesafesini azaltır. Tabanına özel çivilerin çakılabilmesi için çivi yuvaları bulunur. Bu lastiklerin kuru veya ıslak zeminde kullanılması sakıncalıdır. Kuru zeminde çiviler fırlayabilir, kırılabilir veya asfalta zarar verebilir. Çivilerin uzman kişiler tarafından çivi tabancasıyla çakılması gerekir. Eksik sayıda veya dengesiz çivi çakılması lastiğe zarar verir, konforu düşürür ve sürüş güvenliğini olumsuz yönde etkiler. Lastik tabanından çıkan çivi yüksekliğinin 1 ile 2.5 mm arasında olması gerekir. Çiviler genellikle çelik ve alüminyumdan üretilir. Ancak son zamanlarda kauçuk ve sentetik fiberden de çiviler üretiliyor. Lastiğe çakılan çiviler balans problemine neden olduğu için hafif çivilerin (1.1 gr) kullanılması öneriliyor. Ayrıca çivi çakılmış lastikle yüksek hız yapılmaması tavsiye ediliyor. Firmaların bu lastikler için belirlediği sınırların üstüne çıkmamak ve 100 km/s’lik hızların üstünde seyretmemek gerekiyor. Çivili lastikler, marka ve ebatlara göre değişik fiyatlara sahip. Kış lastikleri: Kış lastikleri genellikle sıcaklık 7 ºC derecenin altına düştüğünde kullanılır. Ancak bunun için sadece kar yağması gerekmez. Sırt yapısı, karışımı ve yüzeydeki kılcal kanallı yapısı sayesinde kış lastikleri ıslak zeminde de iyi sonuçlar veriyor. Genellikle 8 mm’lik diş derinliği bulunan bu tip lastikler, ilk takıldığında yüzde 100 oranında su atımı yapabilir. Derinlik 1.6 mm’ye ulaştığında bu oran yüzde 13.8’e kadar düşer. Üreticiler bu rakama gelindiğinde lastiklerin değişmesi gerektiğini söylüyor. Kış lastiklerinin avantajları Normal lastiklere göre özel bir malzeme kullanılarak hazırlanan kış lastikleri, daha yumuşak ve dayanıklı bir yapıya sahiptir. Aşırı soğukta bile diğer lastiklerde görülen çatlama ve yarıklar güç oluşur. Diş derinliği yaz lastiklerine göre daha fazladır ancak bu derinlik desene göre değişebilir. Dişlerin derin olması suyun daha iyi atılmasını sağlar. Kanalların içindeki kar, lastik döndükçe zemindeki karla sürtünerek yol tutuşu artırır. Kış lastiklerinde lamel (ince çizgi) sayısı daha fazladır. Bu sayede karlı ve ıslak zeminde normal lastiklere göre daha iyi performans sergiler. Ayrıca aquaplanning (kızaklama) performansı yüksek olur. Bu sayede kış mevsiminde daha güvenli sürüş sağlar. Sadece karlı değil, kuru ve ıslak zeminde de yüksek performans sergiler ve mevsim şartlarındaki fren mesafesi, diğer lastiklere göre daha iyidir. Çivisiz lastiklerde tabanın temas yüzeyi, yüke bağlı olarak değiştiği için virajlarda ve dönüşlerde sorunlar yaşanabilir. Ancak kış lastiklerindeki yuvarlak omuz profili sayesinde, ıslak ve karlı zeminlerde yüksek yol tutuş elde edilebilir. Lastik tabanındaki düz kanallar kendini temizleme özelliğine sahiptir. Bu sayede yağmur suyu daha iyi atılır ve yüksek hızlarda kızaklama düşük seviyelerde tutulur. Lastik üstündeki lamel (ince çizgi) sayısı ne kadar fazlaysa suyun atılması o kadar iyi sağlanır. Ayrıca lamellerin yol tutuşa katkısı da büyüktür. Bloktaki çentik sayısı ne kadar fazla olursa yol tutuş o kadar artar. Yüksek bloklar sayesinde karlı zeminlerde aralarda daha çok kar birikir ve yolla temas artar.
  25. Kimyasal anlamda enerji depolayan ve gerektiğinde bu kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren cihazlara Akü denir. Aküler yapı olarak birbirine benzerlik göstermelerinin yanı sıra bir grup elektro kimyasal hücreden oluşmaktadırlar. Bu hücrelerin her birinde bir pozitif, bir negatif elektrot ve bir ayıraç mevcuttur. Akü Deşarj edilirken iki elektrotun içinde bulunan farklı materyaller arasında elektro kimyasal bir değişim meydana gelir. Çok basit anlamda, negatif elektrottaki madde oksijenle tepkimeye girerek elektronlarını serbest bırakır, yani daha negatif bir konuma gelir. (Anot reaksiyonu). Aynı zamanda pozitif elektrottaki madde azalır ve elektrot daha da pozitifleşir (Katot reaksiyonu) Elektronlar pozitif ve negatif kutupları birleştiren bir dış devre aracılığıyla elektrotlar arasında dolaşır. Elektronlar pozitif ve negatif elektrotlar arasında hareket ederken farlar, marş motoru gibi bir dış devreyi de faaliyete geçirir. Enerjiyi depolamak için farklı materyaller kullanılabilir ve aküler genellikle o akünün yapısında aktif olarak kullanılan nikel/kadmiyum – nikel/demir – lityum/demir gibi materyalle tanımlanırlar. Diğer akülerse elektrotlarda bulunan diğer tıp materyallerle ve kullanılan elektrolit tipine göre adlandırılırlar. En yaygın olanları kurşun asit aküleridir.Kullanılan aktif materyal, hücrelerin voltajını belirler ve hücrelerin sayısı da akünün toplam voltajını belirler. Bir kurşun asit akünün 2 V. civarında nominal voltajı vardır. Bir çok araba aküsü bu tip 6 hücreden oluşmaktadır. Bu yüzden 12 V. lik bir voltaja sahiptirler. Geleneksel açık aküler elektrolit ile doldurulabilir.Bakım gerektirmeyen aküler doldurulamaz Yeniden bileşim aküleri doldurma gerektirmez, çünkü aküde bulunan hidrojen ve oksijen gazları birleşerek suya dönüşürler. Su seviyesi hiç bir zaman plaka seviyesinin altına düşmemelidir. Yaz aylarında su daha sık azalacağından kontrolleri sıklaştırmakta fayda vardır. Akü kısa devreden korunmalı, üzerlerinde metal bir şey unutulmamalı. Ani sıcaklık, soğuk ve ateş tehlikelidir. Patlama olabilir. Sarsıntılardan etkilenmemeli, sabitlenme yapılmalı. Akü gözlerindeki tapaların havalandırma delikleri açık olmalı. Kutup başları, oksitten korunmaları için gres veya vazelin ile kaplanmalıdır. Yağ ve yakıtın bulaşmamasına dikkat edilmeli. Akü bağlanırken önce pozitif (+), sonra negatif (-) ucu takılır. Sökerken ise bu işlemin tersi yapılmalıdır. Su ilave edilirken akü üzerinde bulunan seviyelere dikkat ediniz. Dolu (asidi veya suyu olan) aküyü şarjsız bırakmamaya özen gösteriniz. Şarj olurken çıkardığı gazlar insan sağlığı için tehlikelidir. Ambalajında kullanıma hazır halde bir akü satın aldığınızda akünün uzunca bir zamandan beri yattığını düşünüp akünüzün amperinin en fazla % 10’uyla şarj etmeniz faydalı olacaktır. Eğer asidi konmamış bir akü satın almışsanız, akü yeni yani sıfırsa ilk defaya mahsus sadece özgül ağırlığı 1.285 olan saf sülfürik asit konur. Plakaların üzerini 10-15 mm geçinceye kadar asit doldurulduktan sonra akü en az iki saat dinlendirilir, bu süre akünüzün ömrünü arttıracaktır. Bu işlemden sonra bir kaç günde bir akü gözleri açılarak su (elektrolit) seviyesi kontrol edilmeli seviye düşmüşse sadece saf su ilave edilmelidir. artık bundan sonra asit konmaz. Soğuk havalarda akülere neler olduğu konusunda bir çok yanlış kanı mevcuttur. İnsanlar genellikle aküler düşük ısılarda, soğuk havalarda kapasitelerini kaybetmezler diye düşünürler. Ama bu genellikle yanlıştır, kaybederler. Hem de enerji sağlama yetenekleri azalır. Derece düştükçe aküdeki kimyasal reaksiyon yavaşlar. -10C°’ den sonra her derece ısı düşüşünde kimyasal reaksiyon süresi ikiye katlanır. Bu yağın soğuk havadaki özelliğiyle kıyaslanabilir. Derece düştükçe yağ akışkanlığını gittikçe yitirir. Kimyasal terminolojide kurşun plakaların içinde durduğu asit , kurşun plakalara doğru kurşun sülfat olmak için içindeki sülfiri harekete geçirir ve bu hareket tekrarlanır, işte belirtilen bu hareket soğuk havalarda oldukça yavaşlar. Soğuk havada rezistans yükseldiğinden, aküden alınan akımın voltajı düşer. Akünün gücü ısı ile temas halinde olduğu zaman azalır (aküler fonksiyonlarını en iyi + 10C° ile +30C° arasında gösterirler) Akünün gücünde aşırı ısıdan dolayı meydana gelen azalma, aküyü soğuk havada kullanmadan anlaşılmaz. Bunun sebebi akünün yüksek ısıda kullanıldığında ortaya çıkan aşınmadır. SORUN, kimyasal reaksiyonun yüksek derecelerde daha hızlanmasıdır. Akü daha çabuk enerji üretir, bu da elektrotlardaki aşınmanın artması demektir. Buna ilaveten gaz oranı yükselir. Su buharlaşır ve aşınmayı daha da hızlandıran asit daha çok yoğunlaşır. Isı sorunu, sadece aracın sıcak iklimde kullanılmasında ortaya çıkmaz. Eğer akü bir ısı kaynağının yanına veya sıcak bir bölüme konulursa akünün ömrü belirgin bir şekilde kısalır. Bu sebepten ötürü, akü sıcak bir ortamda kullanılacağı zaman ısıdan korumak için levhalar kullanılır.Bir kurşun asit aküsü dışardan bir güç kaynağıyla şarj edildiğinde deşarj süresi oluştuğu gibi, elektrotlar zıt yöne giderler. Bunun oluşması için dış güç kaynağının aküden daha çok enerji üretmesi gerekmektedir. Her kurşun asit ünitesi takriben 2V üretir. Bu da şarjın amacına göre 10V’ luk bir araba aküsü için her üniteye 2.2-2.4 V ya da toplam 13.2-14.4 V verilmesi anlamına gelir. Bir marş aküsü genellikle aracın kendi jeneratörü tarafında şarj edilir. Fakat hepimizin de bildiği gibi akü herhangi bir nedenle boşalmış olabilir. Yani bir akünün doldurma cihazına ihtiyaç duyduğu an gelmiştir.Aküyü şarj etmek için güvenilir bir şarj cihazı gereklidir ve bu cihaz mutlaka voltaj regülatorü olmalıdır. Bizim genelde uyguladığımızın tersine şarj süreci oldukça karmaşıktır. Bununla birlikte biz sadece aküyü şarj ederken çıkabilecek pratik sorunlarla ilgileniyoruz. Güvenlik açısından kimse piyasada bulunan basit destekleme şarj cihazlarını kullanmamaktadır. Aşırı yükleme akünün belirtilen noktanın üzerinde şarj edilmesi ile ortaya çıkan yaygın bir hatadır. Geleneksel akülerde aşırı yükleme hidrojen ve oksijenin birikmesine ve uçup gitmesine sebep olur. Bu gazlar patlayıcı oksi-hidrojen karışımı halini alırlar. Bu yüzden bu işlem daima iyi havalandırılmış yerlerde yapılmalıdır. Aküde gaz oluşurken, dereceyi düşüren ve yoğunluğu arttıran elektrolitten su buharlaşır. Açıkta kalan elektrotlar hasar vermeye meyillidir. Aşırı yüklemede meydana gelen su kaybını tamamlamak için akülere arıtılmış su konulur. Aşırı yüklemeden meydana gelen bu etki genellikle gözle görülmez ve akünün ömrünün kısalması ile sonuçlanır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Bu siteyi kullanarak, Kullanım Şartlarını kabul edersiniz.